M. ERTUĞRUL İNCEKUL
Hakikat ise, mübalâğaya ihtiyaç duymayan bir zenginliğe sahiptir.
Hak olmayan eğri büğrü yollarla hakka varılamaz.
Ağlayarak bir kaç neslin yüzünü güldüren dev abide şahsiyeti, Fethullah Gülen Hocaefendi’yi 20 Ekim 2024’de Hakk’a uğurladık. Gurbeti kurbeti oldu. Sevdiği Mevlâsına ve Efendimize kavuştu.
Dimdik bir elif gibi durdu hadiselerin acı yüzleri karşısında yılmadı, yorulmadı. Kendine yıllarca gadreden, hoyratlık eden, zulmeden kin ve nefretin çocuklarına karşı asla pes etmedi. Geleceğin güzel günlerine olan inancını hiç yitirmedi. Dikenler içinde gül bahçeleri dermek için uğraştı, didindi. Kan terdi pazarı. Anadolu’nun en ücra köşelerine gitti, takipçilerini gönderdi. Yetmedi dünyanın gidilmedik ülkesi bırakmadı.Mevlana’yı aşan bir evrensel seferberlik ilan etti dünyada, cehalete, kaosa, karanlığa karşı.
Hayatın her alanına girdi, Milletine ve insanlığa karşı kendini sorumlu kabul etti. Malum, Hindistan’ın hürriyetine kavuşması için büyük gayretler göstermiş olan ve hürriyet duygusunu uyandıran Gandi’nin yine kendi milletinden ve dininden olan bir insan tarafından suikastle öldürülmesi de ortadadır. Güzel işler yapanlar medeniyette geri kalmış toplumlarda hep engellenirler. Ama azim ve gayretle, devamlılıkla bu zorlukları aşıp hedeflerine ulaşırlar, buna kimse engel olamaz, olamadı da…
Ömrü boyunca Fethullah Gülen’in eğitim, riyazi düşünce, irfan ve hakikat aşkı, insanlığın düğümlerini çözen yolun haritasıdır. Eğitim, onun nazarında sadece zihinleri değil, vicdanlarıi de aydınlatan bir meşaledir. İrfan, bilginin ötesinde, varlığın sırlarına nüfuz eden bir idraktir. Hakikat aşkı ise, bu yolculuğun cephanesi,azığıdır. Bu yolda yürüyenlere, sadece kitapların sayfalarında değil, sohbetleri, düşünceleri, hayatı ile yol göstermiştir.
Vicdan kavramını yeniden ele alan bir bilgedir. Vicdanı tefessüh etmiş birisi varlığı okuyamaz, varlık idraki yok denebilir. Ahlak vicdan ile doğrudan ilgilidir, vicdanını eğitmeyen bir insan varlığın asıl gayesini inkar eder. Bugün ak dediğine yarın kara der. Varlığı vicdanı hür, düşünceleri hür insanlar idrak edebilirler. Bu anlamda vicdana ve hür düşünceye kalbin zümrüt tepelerinde yepyeni ufuklar açmıştır.
Fethullah Gülen, Batı ve Doğuyu iyi tetkik etmiş bir düşünce ve aksiyon insanı olarak, ne geleneğin taassubuna yenik düştü ne de modernitenin baş döndüren fantazilerine teslim oldu. Gelenek ve modernitenin geleceğe yürümek için birer araç olduğu hakikatini unutmadan ortaya çok önemli eserler koydu. Dünyanın dört bir yanında eğitim,akademi, diyalog, medya,sağlık, yardım, ekonomi gibi alanlarda çağa uygun kurumlar açılmasına vesile oldu.
Çağ ve Nesil serileri günümüzde önümüze çıkabilecek toplumsal ve bireysel tüm problemlere literal bir bakış açısı sundu.Elimizde tüm insanlığın ruhunu ve kalbini doyuracak kadar zengin bir define var. Bu definenin haritasının adı meraktır. Merak ise aksiyonla birleşince paha biçilmez bir anahtara dönüşür. Hocaefendi, Kur’ani üslup, belâgat ve fesahat içeren, muhataba uygun, ikna edici, evrensel ve dikkat çekici bir anlatım tarzı ortaya koymuştur.
Hizmet Hareketi’nin geleceği, bu vizyonla yetişen gençlerin ellerinde şekillenecektir. Bu gençler, küresel sorunlara duyarlı, teknolojiye hakim, kültürel değerlerine bağlı ve aynı zamanda evrensel değerleri benimsemiş bireyler olarak, hareketin misyonunu ileriye taşıyacaklardır.
Gülen’in bıraktığı dev bir miras var, onlardan sadece bir kaç yakut,elmas, zebercet;
Günümüzde kalpler, vicdanlar, akıllar çok zedelendi, tahrip çok büyük oldu. İnsanların birbirine karşı güvenleri kalmadı. Yeniden bu güveni kazanma ve aynı zamanda başkalarına da güvenebilme, yani insanların yeniden çok rahatlıkla güven içinde birbirlerine sırtını dönebilecekleri bir atmosfer oluşturma, ciddi bir gayrete vabestedir. Eğer dünyaya sunacağınız bir mesajınızın olduğuna inanıyorsanız, önce en yakın dairede, sonra yavaş yavaş dışarıya doğru açılarak insanlarla fasl-ı müştereklerde anlaşmakla işe başlamalısınız. Hiçbir yerde probleme sebebiyet vermemeli, dünyevi mücadelelerin içine girmemeli, çatışma ve ihtilafa sebebiyet verecek meselelerden uzak durmalısınız. Çünkü dünyanın kardeşçe yaşamaya, paylaşmaya, huzur ve barışa ihtiyacı var. (2 Mayıs 2008 tarihinde yapılan sohbetten)
Emanetin emanetimiz olsun, ruhunun ufku en âli makamlar olsun…