SÜLEYMAN ÇETİNOĞLU
Düşüncelerimizin kalitesi kadardı kendi yaşam kalitemiz.
“Odur ki gönüllerin özünü bilir.” diyorum rükûda, ka’dede.(1)
Bölüştüklerimi, alıştıklarımı; alnımdan öpen seccadede?
Bir türlü dökemiyorum gönlümdeki incileri, Hoca Dede!
Öz enstrümanımızı çaldık hayat orkestrasında, tertemiz.
Sorma! Eskilerde amaçsızca yürürken aydınlık caddede
Keyfe keder şeyler kurguladım şiirlerimde her maddede
Yüzlerce maskelerin ardında gizlenen neşesiz raddede
Ömrümden uzun idealler kaldı şimdi geride Hoca Dede.
Oysa kalp arzuhalcisiydim sarmaşıkların sarıldığı yerde.
“Düşünüyorum, o halde varım” diyordu, Filozof Dekart.
Sineler bomboş, ümitler sarsık, düşüncelerimiz tutarsız.
Ahenksiz davranışlar, muhitler kirlenmiş, ruhlarsa arsız.
Kırıntıdan öteye gitmiyor insanlık, iğdiş edilmiş, kararsız.
“Aldatıyorum, o halde varım!” yeni trendde yepyeni kart.
Miskinlikler çöreklenmiş üzerimize, drahşan çehremize.
Alevler içinde koskoca konak! Zir-ü zeber etmiş soloları.
Semaları ağlatırken hatıraları süsleyen feragat tabloları
Dağılır mı sis, sancı? Üst katı sarmış yeniyetme baloları.
Şefkatlere layık muhteremler yetmez, riyakâr çevremize.
Dedikodularla, kitlelerinin kışkırtıldığı çağda ve günlerde
Hoca Dede! Yoksa keriz miydi bize güvenen hayırhahlar?
Üzerimize karabasanlar gibi çöreklenseler de küstahlar,
O muhterem abiler, endişeli babalar, ümitlerle sabahlar?
Bizleri uzun süre yabancılaştıranlar unutulsun dünlerde.
Sinelerinde süt tulumbacıkları taşıyan o anaların yasını.
Söküp atamıyoruz içimizi, içimizdekileri; hepsini yazdık.
Güzide ve bahtiyar insanlar içinde ne kadar da aymazdık
Hoca Dede! Namazdan kaçacak olsak abdest almazdık.
İşitir Rabbim, her dertlinin âhını, her muhtacın duasını.
Hayatlara hayat, ruhlara ruh katmış, iman ki candır bele,
Günler, seneler, kışlar gelip geçer, gün ola, devran döne,
Sübhandır O (CC), geçirir küçük yürekleri bir gün en öne
Yeryüzü asuman arasında, çağlar ötesi müstakim yöne.
Son bir kez çıkılacak, sahil-i selamet olsun artık bu iskele.
Ne yapsın Âdem? Günleri izledim ümide tutsak camlardan
Şairin diliyle, güzel atlara binip gittiler anılar, Hoca Dedem.
Ne alış var, ne veriş; geride ikinci ele düşmüş bir iradem,
Bizi çağlar ötesine taşıyan gemiler kaldı, bir de seccadem.
Gam yüklü kervanlar gibi üzerimize gelen bayramlardan.
(1) Fâtır/38