MARK TWAİN’İ ŞİKAYETİMDİR

MARK TWAİN’İ ŞİKAYETİMDİR

Ferit CAN / Hollanda

Mark Twain’ in yazar adaylarına tavsiyesi meşhur, malum ve nettir. Belki biraz da insafsız demek içimden geçiyor ama haddi bilmek lazım. Ne zaman bir yazı yazacak olsam, bu söz aklıma geliyor. Bu söz, yüzüme tebessüm çizgileri şeklinde yansımalar yaptığı gibi, aklımda da bir dünya tereddüdü harman edip duruyor.

Yakın çevremde dahi, çıkan iki kitabımın çok rağbet görmemesi, iki yılda sadece adlarını bildiğim şahıslar tarafından toplamda iki elin parmaklarını geçmeyen miktarda satın alınması, Mark Twain’in tavsiyesini, daha da kötüsü haklılığını hatırlatıyor sürekli bana.

Mark Twain yazar adaylarına “Üç sene yazın. Eğer yazdıklarınız karşılık buluyorsa, yazmaya devam edin. Karşılık bulmuyorsa belki Tanrı sizi odun kesmeniz için yaratmıştır.’’ buyurmuş. Bazen yakın arkadaş çevremden iltifat alsam da endişelerimden kurtulamıyor, başladığım yazıya devam edemiyor, uzun aralar veriyorum. Bir fast food işletmesinde yarı zamanlı çalışırken, o kritik soru hemen aklıma geliveriyor.  “Acaba Tanrı beni hamburger yapmam için yaratmış olabilir mı?’’ Arkadaş çevremle, bu düşüncemi paylaşınca, çağrışımı hayli zengin ve lezzetli bir sohbet konusu oluyor ve epey gülüyoruz. Ne ki şaka bir tarafa, yazıp yazmama arasında git-geller yaşıyor ve klavyeye ellerimi, bazen kızgın sobaya uzatır gibi ihtiyatla yaklaştırıyorum.

Tabii ki yazarlık benim için bir meslek değil, bir meşgale. Böylesi bir iddiam olmadı ama birkaç kitap okuyunca, insanın da parmakları kaşınıyor ve iki kelam da ben edeyim istiyor. Kütüphanelere gidince yahut pahada ve yükte ağır kitaplıkları görünce, hayran hayran bakıyor ve sırt sırta vermiş, muhtevasına göre bir duruş sergileyen kitaplar hakkında hemen bir kanaat oluşturuyorum. Ansiklopediler mesela, emekli büyükelçiler gibi görünüyor gözüme. Duruşları birbirine benziyor değil mi? Bazen eski bir kitap, huzurevinde ziyaretçisini bekleyen, hayatta epey kıdemli insanları hatırlatıyor. Eminim bu düşünceler sizin de aklınızdan birçok kez geçmiştir.

Benim kitabım yahut kitaplarım olsaydı nasıl bir duruşları olurdu? Yahut onları hangi bölüme koyarlardı acaba? Onlar da benim gibi arafta kalırlardı herhalde. Kütüphane çalışanının “Her kalemi eline alan kitap yazıyor, keşke bu adam hamburger yapsaymış!’’ deme ihtimalini bile düşünüyorum.

Dedeler torunlarından, yazarlar kitaplarından bahsedilsin isterlermiş. Bu galiba doğru. İki yazı yazınca hemen paylaşmak istiyor insan. Sonra o adam aklıma geliyor. O adamın, o sözü aklıma geliyor. Mark Twain ismini tekrarlıyorum kendi kendime. Tamam, kabul,  haklı olabilir de en azından  “Odun kes!” demeseydi bari…

ALLAH TEALA’NIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ BİLMEYE DAİR

29 Haziran 2022

ÇOCUKLUĞUM

29 Haziran 2022

  1. Eserlerinizi beğenerek ve daha da önemlisi içimde hissederek okuyorum. Betimlemeleriniz çok güzel ve duyguyu aktarış tarzınız bir o kadar doğal. Kaleminiz durmasın; siz yazmaya biz de istifade etmeye devam edelim.

    Cevapla
    • Mütevazı ve iddiasız..
      Temel insan dürtülerini çok güzel bir netlik, açıklıkla ve herkesin yapamadığı bir cesaretle kamuoyuna sunmuş ..

      Benzer duygularla dolu olup, yazamayanlar da var..

      Ve sözün o ki, Tanrı bir insanı, hamburger satarken kimse okumamasına rağmen yazmaya devam etmesi için de yaratmış olabilir. Kim bilir?

      Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir