GÜNEY AFRİKA SEYAHATİ

GÜNEY AFRİKA SEYAHATİ

Prof. Dr. PİERRE MONTANDON

Şerif Ali ile Güney Afrika Seyahati izlenimlerim (Eylül-Ekim 2012)

Şerif Ali’nin davetiyle, Eylül ayının güzel bir öğleden sonrasında İstanbul’a geldim. Şehir içi otoyollarda yapılan geçişin ardından, Şerif Ali ile büyük bir düğün resepsiyonuna katıldım. Fatih Üniversitesinden yeni mezun olmuş bir Koreli kız, bir Türk doktorun oğluyla evleniyordu. İstanbul’da her zamanki gibi bu dostane buluşmalar ve tanışmalar, ilginç ziyaretlerin ve yeni tanışmaların sadece başlangıcıydı.

Akşam, Boğaz’ın ışıklı köprüleriyle muazzam bir manzaraya sahip bir restoranda başka bir grup insanla bir araya geldik. Her seferinde, bu şehrin büyüleyici havasına, dostça, saygılı ve her zaman hoşgörülü konuşmalarına kapılmadan edemiyorum.

Ertesi gün, Şerif Ali, Fatih Üniversitesinin rektörü olarak beni etkileyici bir şekilde karşıladı. Her zamanki gibi, tüm öğrencilerinin tanıdığı, onlara nereden geldiklerini ve ne okuduklarını sorarak onlarla ilgileniyordu. Birkaç Fransızca konuşan Afrikalı öğrenci kendilerini tanıtıp burada olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Öğretim üyeleriyle yapılan geleneksel öğle yemeği, eğitim müfredatlarının çok iyi seviyede olduğunu gösteriyor.

Hemen ardından, “arkadaşlar” dediğimiz tüccarları ziyaret ettik; bizi sıcak bir şekilde karşıladılar ve faaliyetlerini tanıttılar. Daha sonra başka bir arkadaş grubuyla akşam yemeği yedik ve herkes Türk usulü kendini tanıttı. Hemen sonrasında, Afrika’ya gitmek üzere başka bir grup insanla havaalanında buluştuk. Birçoğu Antalya’dan geliyordu.

Nizamiye Mosque - Midrand - 2025 - Tripadvisor

Ertesi gün, ya da daha doğrusu aynı günün ilerleyen saatlerinde, Cape Town’a ulaştık ve çok güzel bir turistik gezi yaptık. Bu gezi, arkadaşlar arasında daha da yakınlaşmamızı sağladı. Bir Türk girişimcisinin villasında geçirdiğimiz akşamı hâlâ unutamıyorum. Uzun yıllar önce göç etmiş bu girişimci, kendi yakaladığı balıkları barbeküsünde pişirip, ev yapımı çikolatalı kekini de unutmadan bize sundu.

Beni bir kez daha etkileyen şey, bu dostane atmosfer, karşılıklı saygı ve ortak bir amaca katılmanın verdiği gurur, ayrıca sağlam bir dini inanç paylaşımıydı; fakat hiçbir fanatizm ya da hoşgörüsüzlük yoktu.

İlginç bir şekilde, orada birkaç yıl önce Şerif Ali ile ziyaret ettiğim Moğolistan’da Bayan Ülgey Türk okulunda, eğitimine başlamış bir Moğol matematik öğretmeniyle karşılaştım.

Cape Town’dan sonra, “Joburg”e gidiyoruz, Güney Yarımkürenin en büyük camisinin açılışına! Hepimiz “tören kıyafetlerimizi” giyerek Pretoria otoyolundan uzaktan bile yüksek minareleriyle fark edilen, oldukça büyük ve estetik ama aynı zamanda sade bir camiye gittik. Fetullah Gülen’in ilhamını yansıtan bu cami, görkemli ve zarif bir yapıydı.

Kutlama havasında, abartıya kaçmadan, Başkan Zuma sembolik kurdeleyi kesiyor ve küçük bir kalabalık, sanki her zaman varmış gibi hissedilen bu kutsal mekâna adım atıyor. Kutlama yemeği sırasında, Başkan ile tokalaşma fırsatım oldu ve Güney Afrikalı ve Türk yetkililerle tanışarak dostluk mesajları alışverişinde bulunduk. Açıkça görülüyor ki Güney Afrikalılar, burada kontratlar imzalamak değil, dini bir kutlamayı ama misyonerlik kaygısı gütmeden yapmak için gelen Türklerin samimi ilgilerinden çok etkilenmişler.

Camii binasının görkemi ve özellikle dua eden, dua etmek ve birbirleriyle buluşmak için camiye giren inananların coşkusu beni oldukça etkiledi.

Hiçbir an yabancı, tuhaf ya da dışlanmışlık hissetmedim; aksine, caminin cömert bağışçısı Ali Kervancı dahil herkes tarafından sıcak bir şekilde karşılandım.

Güney Afrika'da Selimiye Camii - Fethullah Gülen Web Sitesi

Gecesinde, Joburg (Gotang) Eyaleti Başbakanı’nın verdiği resepsiyonla, dostluk ve kültürel alışveriş diplomasisinin bir gösterisine şahit oldum. Bu, bazılarınca “Yumuşak Güç” olarak adlandırılan bir gösteriydi. Ben de sürpriz bir şekilde davetli olarak, küçük bir konuşma yaparak her iki tarafa da takdirlerimi dile getirdim.

Bu seyahatteki bir diğer önemli konuğu Şerif Ali tanıştırdı. Irak’ın kuzeyinin Ekonomi Bakanıydı. Kendisiyle İngilizce birçok konuda sohbet etme fırsatım oldu; bu da iletişimi oldukça kolaylaştırdı. Politika, ekonomi, din, Türkiye ve Güney Afrika üzerine keyifli bir sohbet yaptık. Şerif Ali’nin sağladığı bu tür dostane ortamlar, her zaman olduğu gibi çok hoştu.

Güney Afrikalıların dinamizmi beni oldukça etkiledi. Her ırk ve kökenden hatta çok dilli bir toplum olmalarına rağmen, çok gururlular ve dost canlısı insanlar. Kendi başlarına kalkınmak istiyorlar. Bağımsızlık için gerekli bilgiyi edinmek istiyorlar. Ziyaret ettiğim Türk Okulları kesinlikle çok memnuniyetle karşılanıyor. “Türk ekonomi modeli” onlara çok ilgi çekici geliyor. Coğrafi olarak oldukça uzak, farklı gelenekleri ve çalkantılı geçmişleri olan bu iki toplum arasında gerçekten güzel bir iletişim oluşuyor.

Sonuç olarak, çok iyi organize edilmiş, sosyal, ekonomik ve dini açıdan çok öğretici olan bu harika geziden çok iyi anılarla ayrıldım. Profesör Şerif Ali Tekalan’a tüm minnettarlığımı sunuyorum.

Prof. Dr. Pierre Montandon
İsviçre Cenevre Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Kulak Burun Boğaz Kliniği Direktörü

NOT: Yakın zamanda vefat eden Prof. Montandon’un ailesine baş sağlığı diliyoruz.

GECEYE METHİYE

25 Mart 2025

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir