HIRSIZIN KÖPEKLERİ


Doğrusu, yüz binlerin yaşamlarını mahveden söz konusu güruhun fiillerini “hırsızlık” ve sıfatlarını “köpeklik” olarak tanımlamak yetersiz kalmaktadır. Ancak, okuyucuya olan saygımdan şimdilik bu kadarla yetiniyorum.

Description

Çok Önemli Bir İlke

Kişilerin can güvenliği ve ruh sağlığının korunması, hukuk devletinin temel gereklerinden biridir. Bu gereklilik, bireylerin hem fiziksel güvenliğinin hem de psikolojik sağlığının korunmasını kapsar. Kişi güvenliği, dış ve iç tehditlerin ortadan kaldırılması suretiyle sağlanabileceği gibi, aynı zamanda hukuki anlamda kişinin huzurunu bozucu her türlü girişim ve belirsizliğin ortadan kaldırılmasını da içerir.

Bir kişi suç işlemiş olsa bile, bu kişinin cezası yalnızca kanunlar çerçevesinde ve mahkemeler aracılığıyla belirlenir. Hukuk devleti ilkesi gereği, bir kişi kanuni süreçler dışında başka bir cezaya çarptırılamaz ve sürekli olarak aynı suçun tehdidi altında tutulamaz. Bu durum, “Demokles’in kılıcı” gibi sürekli bir tehdit oluşturulmaması gerektiğini ifade eder.

Hukukun temel ilkelerinden biri de aynı fiilden dolayı kişinin ikinci kez yargılanmaması ve verilen cezanın haricinde başka cezalara çarptırılmamasıdır. Bu ilke, “ne bis in idem” olarak da bilinir ve hukuk devleti ilkesinin önemli bir parçasını oluşturur. Bu ilke sayesinde, bireylerin hukuki güvenliği sağlanır ve keyfi yargılamaların önüne geçilmiş olur.

 

15 Temmuz’un Sırtlanları

16 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen “Tayyip Darbesi”yle yüzbinler yakalanıp hapse konulduklarında mevcut yasalara göre bu kişilerin bir teki suçlu değildi. Olağanüstü hâl koşullarında ve kanunlar baypas edilerek böyle bir kıyım yapıldı. Haliyle militan savcı ve hakimlerin göstermelik mahkemelerde verdikleri ağır cezaların infazı da kanunlar çerçevesinde olmadı.

Hapishaneler, hapishanenin mecazi manasını ifade eden “zindanlara” dönüştürüldü.

Zindan, özellikle yer altında mahkûmların tutulduğu oda veya hücre manasında genellikle Orta Çağ kaleleri ile ilişkilendirilir. Eziyet edilen yerler manasındadır.

Tayyip devri Türkiye’si zindanlarında, bu kavramın ruhuna uygun her çeşit kanunsuzluk ve kötü muameleyi gördük. Sırtlanlarını üzerimize salarak etlerimizi lime lime ettirdi.

Devletin başı ve ona köpeklik eden memurlar bize karşı son derece acımasızdılar. Kötü muamelenin her çeşidini pervasız sergilerlerken, komşu koğuşlarda tutulan DHKPC’li, PKK’lı, IŞİD’li mahkumlar dahi bize acıyorlardı.

Bir ateist militan “Allah, kimseyi sizin durumunuza düşürmesin!” diye dua eder mi? Ettiğine bizzat şahidim.

Fiziki eziyet ve işkencenin yanında bir de psikolojik işkence yöntemlerine başvuruluyordu. Bu yöntemlerden biri de bizi ve düşüncemizi aşağılayan propaganda filmleri izletmeleriydi.

İncir çekirdeği kadar beyni, kıl kadar aklı bulunan vicdanlı hiçbir insanın inanmadığı 15 Temmuz kumpası (Şunun için kumpas: 15 Temmuz’da ince ayarlanan bir askeri kalkışmayla Tayyip 16 Temmuz’da gerçek bir darbe yaparak büyük bir kıyım gerçekleştirdi) üzerine uzun metrajlı sinema filmleri ve belgeseller çekmişlerdi. Bizleri onar kişilik kafileler halinde izlemeye götürüyorlardı.

 

Hırsızın Köpekleri

Bir keresinde, bir gardiyan arkadaşlarımızı tek sıra halinde önüne katmış koğuşlarına götürüyordu. Zindanın uzun koridorlarında onlarla karşılaştık. Ben en öndeydim ve dönmekte olan kafilenin başındakini tanıyordum. Yaklaşınca hızımı azalttım ve kısık bir sesle, “Nereden böyle?” diye ironik bir soru sordum.

Arkadaşım, “Hırsızın Köpeklerini izlemeye götürmüşlerdi. Oradan geliyoruz,” diye cevap verdi. O ana kadar oldukça keyifsizdim. Ancak arkadaşımın “Hırsızın Köpekleri” terkibiyle verdiği bu mesaj, moralimi bir nebze de olsa düzeltti. Demek ki, her gün başka bir propaganda filmine de götürseler, hak yolunun yolcuları olan bu insanlar, baskı ve propagandayla bu kanunsuzlar çetesine asla katılmayacak ve bin bir meşakkate katlanmak pahasına inandıkları yolda yürümeye devam edeceklerdi.

Arkadaşımın bu tamlaması günlerce kafamda dönüp durdu. Sonunda bir kitap fikrine dönüştü. Zindan günlerinde bir roman şeklindeydi bu fikir. Ancak bu romanı yazmak mümkün olmadı. Esaret bitti ve yarı hür bir şekilde, yine Demokles’in kılıcı altında zor bir yaşam sürdürürken bazı fıkralar kaleme aldım. Muhteviyatı “Hırsızın Köpekleri” tamlamasına uygun olan bu yazıları aynı ad altında topladım.

Doğrusu, yüz binlerin yaşamlarını mahveden söz konusu güruhun fiillerini “hırsızlık” ve sıfatlarını “köpeklik” olarak tanımlamak yetersiz kalmaktadır. Ancak, okuyucuya olan saygımdan şimdilik bu kadarla yetiniyorum.

 

Book Details

Dil

Türkçe

e-book ISBN

9798231457014

Kelime sayısı

18.555

Yayın tarihi

3 Haziran 2025

Author

Metin Yazar

Yorumlar

Yorumlar

Henüz inceleme yok.

İlk yorum yapan siz olun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir