Description
Dünü unutmalı, bugünü yaşamalısınız. Çünkü dün ile bugün arasında bir kavga çıkarsa; yarını kaybedersiniz! (Balzac)
Derin bir iç çekip ela gözleriyle mavi fosforlu kalemle üzeri çizilmiş cümleyi tekrar okudu. Sahaftan kitap almanın en güzel yanı başkalarının anılarına dokunabilme hissiydi. Kitabın önceki sahibi nasıl biriydi bilmiyordu; kimdi bilmiyordu ama onu etkileyen bir cümle Ebru’nun hoşuna gitmişti. Evet, hoşuna gitmişti ama ne kadar hayata geçirebilirdi bu felsefeyi o kısım muallâktı. Henüz mayıs ayının sonlarında olmalarına rağmen hava o kadar sıcaktı ki gür kahverengi saçları -annesi balköpüğü diye sürekli uyarsa da Ebru kahverengi diyordu- ensesini iyice yakmıştı. Bileğindeki tokayla saçlarını toplayarak saate baktı.
“Harikasın” diye mırıldandı kendi kendine. Yarın erkenden yola çıkacaktı ve saat dörde geldiği halde hâlâ ayaktaydı. Leyla’nın yokluğu yüzünden uyuyamıyordu, öyle alışmıştı ki kokusuna…
Yorumlar
Henüz inceleme yok.