TERS LALE


Bu romanda Türkiye’nin doğusunda yaşayan ve kendisine dayatılan hayatı kabullenmeyen insanların farklı direniş yollarından kesitler bulacaksınız.

Kategoriler: Etiketler: ,

Description

Kendini en değerliği hissettiği yerde, annesinin hazırladığı, eşsiz güzellikte yemek ve salataların süslediği coşkulu bir sadeliğin hâkim olduğu sofranın başındaydı.
Yaşadığı stresli hayatın yoğunluğundan, haftada bir gecesini de olsa fırsat bulup ailesiyle geçirmeye çalışıyordu.
Zeytinyağlı sarmalardan başladı, kendisini tutamayarak. Bir, iki, üç; yedikçe yiyordu. Öyle ki masanın ortasına konan tabaktaki sarmaların tamamını tek seferde yiyebilirdi. Lokmaları iyice çiğnemenin zamanı henüz gelmemişti. Kendisine hâkim olmalıydı. Lakin sıradaki yemekleri üzerse bir daha göremeyebilirdi. Zira az evvel önüne konan mercimek çorbası soluğunu kesmiş, enfes bir kokuyu burundan tüm bedene kadar taşıyan dumanını başka yönlere doğru yollamaya başlamıştı bile. Çatalını suçluluk duyarcasına bir kenara bırakmıştı.
Pınarından kopup asıl yatağı olan sindirim borusundan bir anda aşağıya dinlenip dağılma yeri olan midesine doğru inen çorbanın yakıcı güzelliği vücuduna yayılmaya başlamıştı.
Masanın bir kenarına iliştirilen çömlek fasulyenin kokusu ‘yavaş ben de buradayım’ dercesine kendini hissettirmişti. Her zamanki gibi annesinin servisini beklemeye takati kalmamıştı. Yemeğe doğranan löp etler aynı büyüklükte, tam bir orantı içinde istediği gibi bol ve kıvamında pişmiş, ağızda eriyip incitmeden, hissettirmeden yol alıyorlardı.
Arada annesinin maharetli ellerinden çıkmış, acurdan yapılmış turşudan tatmadan geçemiyordu. Annesi gibi maharetli bir kadın olmanın dünyada başarılabilecek en son şey olduğunu düşünürdü hep.
Nar gibi kızarmış tavukgöğsü, tane tane ve bembeyaz, tereyağı kokusuyla bezenmiş pilavla müthiş bir birliktelik oluşturuyordu.
Bundan daha incesi olamaz dedirten bir kıvamda doğranmış marulların eşliğinde, tam istediği gibi bol limon ve elde yapılmış nar ekşisiyle doyurulmuş mevsim salatanın görüntüsü sofrayı ayrı bir cazibe merkezi haline getirmişti.
Babasının “Anlat bakalım haftan nasıl geçti?” gibi mola verdirme amaçlı sorularını duymamazlıktan geliyor, bu muhteşem tabloyla arasına hiçbir şeyin girmesine müsaade etmiyordu.
Annesinin “Gönlünü şöyle yakışıklı, aile terbiyesi görmüş, ailemize layık birine, yemeğe kaptırdığın gibi kaptırsaydın ne olurdu sanki…” yollu takılmalarını “Sıkıldın benden herhalde…” deyip geçiştiriyordu.

Book Details

Dil

Türkçe

e-book ISBN

9780463770658

Kelime sayısı

38.641

Yayın tarihi

10 Mayıs 2022

Author

M. Fehmi Acat

Yorumlar

Yorumlar

Henüz inceleme yok.

İlk yorum yapan siz olun

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir