İBRAHİM KUZİ
Kan damlar yüreğime kıvrım kıvrım olurum
Eser hazan yerleri bir yana savrulurum
Ağlama nöbetleri geldikçe boğulurum
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı
Hasret koydular bizi sımsıcak yuvamıza
Saldılar yangınları yaralı bağrımıza
Uzaktan baktırdılar cennet vatanımıza
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı
İlk günden yüreğime benim ateşler dolmuş
Gönül köşküm virane hayallerim yorulmuş
Ne fark eder sayısı bir olmuş on bir olmuş
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı
Gecelerin günlerin ızdırap ağındayım
Bir tutam tebessümün bile uzağındayım
Ve gam kervanlarının yol güzergâhındayım
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı
Günleri aylar gibi ayları yıllar kadar
Her saniye ruhumu onlarca akrep sokar
Acılar tokmak gibi beynime inip kalkar
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı
Çağlayanlar gibidir kurumaz gözyaşlarım
Dumanlıdır gönlümde efkârlı yamaçlarım
Yoktur Hekim-i Lokman kâr etmez ilaçlarım
Tutuşurum gurbetti ben her bayram sabahı
En mahrem mekânlarda namahremler geziyor
Pusu kurmuş yollarda kurtlar racon kesiyor
Yüreğim sancılıdır bir ney gibi inliyor
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı
Hücrelerde boynunu bükmüş garip Yusuflar
Henüz oyun çağında mahkûm olmuş çocuklar
İki büklüm geziyor yorgun anne babalar
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı
Şimdi lambalar sönmüş kilit var kapılarda
Yıllardır hasret hicran taşınıyor yollarda
Tatlı hatıralarım kaldı çok uzaklarda
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı
Şehadete yürüdü Meriç’te servi canlar
Zindanlarda inliyor gözü yaşlı masumlar
Yurdundan sürülüyor Allah’a inananlar
Tutuşurum gurbette ben her bayram sabahı