İBRAHİM KUZİ
Işık ordularını yetiştirdi cihana
Tatlı suyundan içti nicesi kana kana
Çil çil kubbeler gibi dağılmıştı her yana
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Cennetlerden dünyaya sarkıtılmış daldılar
Ruhlara şifa veren şeker şerbet, baldılar
Hırsızlar bir gecede her birini çaldılar
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Ölüler dirilirdi bayıltan nefesinde
Her biri bir beldenin dururdu zirvesinde
Yaşardı sakinleri bir cennet bahçesinde
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Her biri mütevazı hepsi asude yerdi
İklimi büyülüydü hep meltemler eserdi
‘Altın Nesil’ yetiştirmekti hepsinin derdi
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Hani Altunizade, Çamlıca şimdi nerde
Garipler gibi düşmüş her biri başka derde
Kimi hak ile yeksan, kimi metruk bir yerde
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Meleklerin otağı erişilmez dağdılar
Meyveleri turfanda ter ü taze bağdılar
Kurumuş gönüllere rahmet olup yağdılar
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Pırıl pırıl okullar ilim irfan yuvası
Bayıltırdı semtine girenleri havası
İnsanlığın, sevginin yaşanırdı en hası
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Kapıları sürmeli şimdi Işık Evlerin
Çivileri söküldü bütün dershanelerin
İçine nur yağardı semtine girenlerin
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Zaman’ın etrafına örülmüş kalın perde
Ekranların yüz akı Samanyolu’muz nerde
Peşkeş çekiliyorlar hepsi başka namerde
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Kurtlar ovaya indi sisli puslu havalar
Kanamaya başladı tekrar eski yaralar
Siyaha büründüler hepsi bahtı karalar
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti
Bahar faslı yakındır devran dönecek bir gün
Geceler son deminde bitecek elbet sürgün
Yepyeni gün doğacak belki yarın, öbür gün
Yıllardır öz yurdunda yaşıyorlar gurbeti