MUAZ KÜÇÜK
Yaklaşık 25 yıldır tanıdığım canım kadar sevdiğim Hocam’ı rehberimi kaybettim. 25 yıldır belki hergün sesini duymaktan haz aldığım, istisnasız belki hergün okuduğum kitapları ile hep yanıbaşında ders aldığımı hissettiğim hocamın vefatı büyük bir üzüntüye sebep oldu.
Hz. Hamza için Medineli kadınları ağlamaya teşvik eden Efendimizin hali geldi aklıma… Hocam yetim değildi öksüz değildi, milyonlarca ağlayanı vardı. Anlattıklarıyla ve her an burnunun direklerinin sızlayarak bize merhameti şefkati gözyaşını öğreten hocam için mi ağlıyordum şimdi. Tutamıyordum kendimi. Onunla hatıralarım aklıma geliyor
Minberden Yükselen Sesler diyorum, sevdirdiği sahabe efendilerimiz aklıma geliyor kendimi tutamıyorum. Ahlaki Mülahazalar diyor “sıratı müstakim üzere kal, haddini bil” diyorum. Gönül Dünyamızı hatırlıyor, kalbim bir güvercin kalbi gibi titriyor. Tevhid Delilleriyle termodinamiğin anlamını yeniden düşünüyor, Kur’an’ın Altın İklimini dinlerken pouse yaparak aldığım notlar aklıma geliyor. Soru ve Cevaplar, Namaz, Oruç, Hac ve hele Sonsuz Nur… Aman Allah’ım düşündükçe her bir kaset her bir kitap her bir sohbet ne de çok ders vermiş bıkmadan, usanmadan… Dinin her karesinden derslerine bizi de kabul etmiş diyorum.
Hisar vaazını dinlediğim ilk gün dakikalarca ağladığımı hatırlıyor, ‘Rabbi inni mağlubun…’ ile şadırvanı düşünüp ümmet için ağlayana ağlıyorum. Bazen ümitle geriliyor bazen yeisten korkuyor, kalbin zümrüt tepelerinde teorik de olsa (kendi adıma) seyahatleri hatırlayıp Dua Mecmuası ya da el-Kulubu’d Daria ile hiçbir boşluk bırakmayan tastamam bana dinimi, Efendimizi öğreten Hocam’ı yad ediyorum.
Dışarda gözyaşıma eşlik eden gökyüzüne bakıyor Prizmanın İkindi Yağmurları aklıma geliyor, ruhunun ufkuna yürümüşlüğü gerçeği ile Kırık Mızrap’ın kalbime saplandığı hissini veriyor.
İstikameti, evvel ve ahir çağ ve nesle asrın hizmet yol ve yöntemlerini anlattığını düşünüyor, ruhumuzun heykelini yıllardır nasıl ilmek ilmek inşa etmeye çalıştığını hayırla yad ediyor, O’nun rahle-i tedrisinde olmanın ne büyük bir nimet olduğunu düşünüyorum.
Daussılada memleket hasretiyle ruhunun ufkuna yürüyen Hocam’ın incelerden ince ruhluyla yazdığı şiirleri dilimden dökülüyor, “Ne olur bana bir tüy ver pervaz edeyim ardından” diyor, hasret ve özlemimin ne denli olacağını hissedip sabır diliyorum yüce Mevla’dan.
Rabbim deli gibi sevdiğin ve bize de sevdirdiğin Efendiler Efendisi’ninin ve onun güzide ashabının komşusu eylesin, duasıyla; inna lillahi ve inna ileyhi raciun…
Hepimizin başı sağ olsun.