NASIL BİR BEDEL?

NASIL BİR BEDEL?

ALİ HASAN GÖKÇE

Güzel ülkemin en makul, en eğitimli ve en hayırsever insan topluluğunu “terörist” damgası vurarak yok etmeye çalışıyorlar. Bu sistematik kötülük ve zulüm süreci yıllardan beri hiç hız kesmeden devam ediyor.

En güzel insani vasıflarla model olmuş ve toplumda parmakla gösterilen yüz binlerce insan; genç-yaşlı, kadın-erkek demeden hapishanelere atıldı. On binlercesi ölümü ve her türlü sıkıntıyı göze alarak vatanlarını terk etmek zorunda kaldı. Hayatlarının en güzel ve verimli çağlarını mülteci kamplarında yokluk ve sefalet içinde geçiriyor; gurbet diyarlarında hak etmedikleri bir sürgünün hüznüyle hayat mücadelesi veriyor bu insanların birçoğu.

Bu ifritten zaman diliminde gerek devlet kademelerinde gerekse özel sektörde kendi branşlarının en başarılısı olan bu vatan evlatları mesleklerinden zorbalıkla ihraç edildi. Birçok esnafın işyeri yağmalandı, talan edildi. İş adamlarının mallarına çöküldü ve bu insanlar iş yapamaz hale getirilerek iflasa sürüklendi. Ülkede kelimenin tam anlamıyla bir soykırım yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.

Bu öylesine büyük bir suç ve zulüm ki… Birgün fırtına dinip de hukuk, akıl, sağduyu ve vicdan tekrar işlemeye başladığında neredeyse bütün ülke utanç duyacak. Bugün işlenen bu cürümlere “oh olsun!” diyenler, sessiz kalanlar; o gün eğer hala insanlıktan çıkmadılarsa mutlaka derin bir vicdan azabı ve pişmanlık yaşayacaklar. Son pişmanlık fayda verir mi bilmem; lakin hem bu dünyada hem ötelerde yakayı kolay kurtaramayacakları muhakkak. Dilerim payı olanların, aldıkları “âhlar” peşlerini hiç bırakmasın.

Geçecek elbette bu günler. Günahsız insanları kovalayan, onlara dünyayı dar eden bu adamların devri bitecek. Yıllardan beri masum insanları “terörist, hain” diyerek ezen ve onlara her türlü kötülüğü reva görenler, bakalım bütün bu yaptıklarının karşılığını nasıl ödeyecekler?

Bunca kötülüğü ve zulmü içine sindiren, hatta “daha yok mu?” diyen Anadolu insanı, ilâhî adaletten hiç mi korkmuyor acaba? Hapishanelere doldurulan; işleri, güçleri, ekmekleri hukuksuzca ellerinden alınan, memleketlerinden sürülüp çıkarılan ve şeytanlaştırmanın en ağırına maruz kalan bu insanların çektiklerinin bir karşılığı olmayacak mı? İllâ ki olacak.

Bu zulümlerde payı olanlardan yüce Allah bakalım ne gibi bir kefaret, nasıl bir bedel isteyecek? Bize düşen Rabbimizin yolunda yılmadan mücadeleye devam etmek; inanç ve ümitle mutlak adaletin tecelli edeceği, aydınlık günleri gözlemek. Az daha sabır… Zweig’in dediği gibi bu uzun ve karanlık geceden sonra tan yerinin ağardığını görmek inşallah tüm güzel insanlara nasip olur.

KAPINA GELDİK

1 Şubat 2023

MUSİBETLERE KARŞI İNANCIMIZ

1 Şubat 2023

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir