RİSALE-İ NUR’DA SAKLI İKİ NEBİ

RİSALE-İ NUR’DA SAKLI İKİ NEBİ

SELAHATTİN DEMİREL

İlahi mesajın zaman ve mekan ötesi yolculuğunda, Kur’an-ı Kerim’in apaçık ayetleriyle bildirilen peygamber kıssaları, insanlık tarihinin manevi haritasını çizer. Ancak bu haritada, Kur’an’da isimleri zikredilmeyen, fakat varlıkları farklı kaynaklarda yer alan bazı peygamberler de bulunmaktadır. İşte bu makale, Risale-i Nur külliyatının derinliklerinde yer alan ve Kur’an’da adları geçmeyen iki gizemli nebi, Mihail ve Eş’iyâ (as) hakkında bir giriş niteliğindedir.

“Hem öyle peygamberler (gönderdik) ki, elbette onları(n kıssalarını) daha önce sana anlattık ve öyle peygamberler de var ki onları(n kıssalarını) sana anlatmadık.” (Nisa, 164)

Biz senden önce de nice peygamberler gönderdik. Onların bazısından sana bahsettik, bazısından ise bahsetmedik. Hiçbir peygamber, Allah’ın izni olmadan bir mûcize gösteremez. Allah’ın emri geldiğinde ise adâletle hükmolunur ve bâtıla uyup hakkı boşa çıkarmaya çalışanlar oracıkta hüsrâna uğrarlar.” (Mümin, 78)

Bu ayetler(1), peygamberlik müessesesinin sadece bildiğimiz kıssalardan ibaret olmadığını, gözlerden uzak kalmış nice elçilerin de Allah’ın emriyle insanlığa rehberlik ettiğini vurgular. Peygamberlerin gönderiliş gayelerinden biri de ahir zaman peygamberi Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) müjdesini tebliğ etmekti.(2) Kimi yerde “Faraklit”, “Muhtar”, kimi zamanda “Faran Dağları’nda zuhur eden,  Deveye binen Nebi” gibi farklı ifadelerle geleceği müjdelenen Efendimiz, diğer peygamberler tarafından insanlığa duyurulmuştur.(3)

Bu yazıda, Üstad Bediüzzaman’ın Mektubat adlı eserde altın veya zümrütle yazılması gerektiği belirtilen bölümde(4), Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) geleceğine işaret eden nebilerin müjdelerine yer verilirken, Kur’an’da ismi geçmeyen Mihail ve Eş’iyâ (as) gibi peygamberlerin de anlatıldığına dikkat çekmek istiyorum. Bu bölümde hem Nebilerden hem de onların kitaplarından işaretler ile dillerde ve gönüllerde beklenen ahir zaman peygamberinin işaretlerini görürüz. Bu Nebilerin kitapları hakkında denebilir ki; bu kitaplar Tevrat in hükmü içinde bazı vahiylerdir ve yeni bir şeriat getirmediğinden İslam düşüncesinde müstakil kitap kabul edilmez sadece Tevrat hükmüne bağlı vahiyler olarak değerlendirilebilir.  

Hz. Eş’iya (İşeya, Şara)

Hz. İşaya (Yeşaya), Tanah’ta anlatılan ve MÖ 7. yüzyılda yaşamış bir peygamberdir. Tam adı Şa’ya bin Emus veya Emsiya’dır ve Hz. Musa (as) ile Hz. Harun’dan (as) sonra İsrailoğulları’na gönderilen elçilerdendir. İsrailoğulları, dini işlerde Hz. İşaya’ya bağlıydı ve Hükümdar Sıdkiya döneminde, halkın doğru yoldan sapması üzerine Allah, Babil kralı Senharib’i musallat etti. Babil kralı Senharib ve ordusu Beytülmakdis’i kuşattığında, halk korku ve pişmanlıkla Hz. İşaya’ya sığındı. Hz. İşaya, halkı Allah’a dua etmeye teşvik etti ve duaları sonucunda düşman ordusu veba hastalığına yakalanarak dağıldılar.(5)

Sıdkiya’nın ölümünden sonra İsrailoğulları arasında hükümdarlık mücadelesi başladı ve Tevrat hükümleri unutuldu. Hz. İşaya, halkı hakka davet etse de onu dinlemeyen İsrailoğulları tarafından öldürüldü. Rivayetlere göre, Hz. İşaya, bir ağacın içine sığınmış, ancak elbisesinin ucu dışarıda kalmış ve İsrailoğulları tarafından testereyle şehit edilmiştir. Tarihte, testereyle biçilen peygamberin Hz. Zekeriyya olduğu sanılsa da bu efsane Hz. İşaya ile ilişkilendirilir.(6)

Risale-i Nur’un Mektubat kitabında, Hz. İşaya’nın müjdelerine atıfta bulunularak, ahir zamanda seçilmiş bir kulun gelmesini ve insanlara hak ile hükmedeceğini müjdeleyen mesajlar verildiği belirtilir. Bu kehanetler, Hz. Muhammed’i müjdeleyen mesajlar olarak kabul edilir. Özellikle, “Es’iya (İşaye, Şa’ya) Peygamberin kitabının kırk ikinci babında şu ayet vardır, Hak Sübhanehu, ahir zamanda, seçilmiş, seçkin kulunu gönderecek ve ona Ruhul Emin Hazret-i Cibril’i yollayıp dinini ders verdirecek. Ve o da Ruhul Emin’in dersini insanlara öğretecek, insanlar arasında hak ile hükmedecektir. O bir nurdur, halkı karanlıklardan çıkaracaktır. Rabbin, bana henüz olmadan (kablel vuku ile)  bildirdiği şeyi ben de size bildiriyorum” ifadesiyle, Hz. Muhammed’in gelişini ve onun insanlık için bir nur olacağını müjdelemiştir.(7)

Hz. Mihail (as)

Mihail peygamber, Kuran’da adı geçmeyen fakat Risale-i Nur’da bahsi geçen ayrı bir nebi olarak tanımlanır. İsrailoğullarına gönderilen peygamberler arasında yer alır ve Hz. Danyal ile aynı dönemde nebilik yapmıştır. Eski Ahid’de (Tevrat), on iki küçük peygamberden biri olarak kabul edilen Mihail, Mika kitabının sahibi ve ilk muhatabıdır.(8)

Babil Kralı Buhtunnassar’ın Beytülmakdis’i yıkıp İsrailoğullarını esir alması sırasında, diğer soylu çocuklarla birlikte köle olarak Babil’e getirilmiştir. Zindanda soylu arkadaşları Hananya, Danyal ve Azerya ile birlikteyken, Danyal Aleyhisselam’ın kralın rüyasını yorumlaması sonucu zindandan çıkarılarak kralın danışmanı olmuşlardır.(9)

Sonraki hükümdarlar döneminde, İsrailoğulları yurtlarına geri gönderilmiş, Beytülmakdis ve çevresinin yeniden inşasına yardımcı olunmuştur. Hatta tapınaktan alınan hediyeler ve değerli eşyalar iade edilmiştir. Mihail Aleyhisselam ve diğerleri geri dönmek istemişlerse de hükümdar onların değerini bildiğinden, yanında danışman olarak kalmalarını sağlamıştır.(10)

Risale-i Nur’da (Mektubat, 19. Mektup) Bediüzzaman Said Nursi tarafından da peygamber olarak nitelendirilen Mihail’in, Efendimiz Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) geleceğine işaret ettiği belirtilmiştir.

 Mihail Peygamberin kitabının dördüncü bölümünde şöyle bir ayet yer alır: “Ahir zamanda bir ümmet-i merhume kaim olup, orada Hakka ibadet etmek üzere mübarek dağı ihtiyar ederler. Ve her iklimden oraya birçok halk toplanıp Rabb-i Vahide ibadet ederler, Ona şirk etmezler.” Bu ayet, açık bir şekilde dünyanın en mübarek dağı olan Cebel-i Arafat’ta, her iklimden gelen hacıların tekbir ve ibadetlerini ve ümmet-i Muhammediye’yi tasvir etmektedir.(11)

Allah bildirdiği, bildirmediği tüm Nebilerin şefaatine ve onların müjdelediği ahir zaman peygamberi Hz. Muhammed (sav) in şefaatine Nail eylesin. Bunları bize bildiren ulema ve büyüklerinden uyarıları ile Allah Resulü nu daha yakından tanımaya ve tanıtmaya muvaffak eylesin.

Kaynaklar

(1) Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Suat Yıldırım , Define Yayınları

(2) Sonsuz Nur 1, M. Fethullah Gülen, Nil Yayınları, İstanbul, 2008

(3) Dillerdeki Müjde, Reşit Haylamaz, Işık Yayınları

(4) Risale-i Nur, Mektubat, Şahdamar yay. 19.Mektup, s.240

(5) Peygamberler Tarihi cilt I-II, Asım Köksal, TDV

(6) Kitab -ı Mukaddes, Eski Ahit, İşaya, Bab; 42 Ayet 1,4, 7,8

(7) a.g.e. Mektubat, s.240

(8) Kitab-ı Mukaddes, Eski Ahit, Mika, Bab: 4, Ayet 1,2,5

(9) a.g.e. Asım Köksal

(10) Kitab-ı Mukaddes, Eski Ahit, Tesniye, Bab 33, Ayet 2

(11) a.g.e. Mektubat, s.240

ECELE DOĞRU

22 Ağustos 2024

GURBET

22 Ağustos 2024

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir