İZHAR-I MUHABBET

İZHAR-I MUHABBET

Ferit Can / Hollanda

Ortaokulda idim ve okumayı çok seviyordum. Kitaplarla olan arkadaşlığım ilk bakışta fark ediliyordu. Ben bundan keyif de alıyordum. Babam bende hayallerini büyüten fakat bunu çok da sezdirmeyen biriydi. Onda hiçbir zaman abartılı bir söz ve davranış görmemiştim. Ne yüksek sesle kahkaha attığını ne de bağırdığını hatırlıyorum. Memnuniyetini tebessümle dile getirir ve bakışlarıyla başımı okşardı.

Bana aldığı şeyleri hiçbir zaman hediye havasında vermedi. Bana hiç çocukmuşum gibi davranmadı. Ayakkabı almaya gidince beğendiğimi söylerdim alırdı ve parmakları ile boşluk olup olmadığını kontrol ederdi sadece. Kızdığı zaman yüzünden anlardım. Nedense kardeşlerime kızsa da beni ayrı tutardı. Bu bana gurur verirdi. Okumam da onu gururlandırıyordu galiba.

Kitaplarla arkadaşlığım artık dostluğa dönüşmüştü. Üniversite yılları ve sonrasında artık hatırı sayılır miktarda kitabım olmuştu. Okumaya devam ediyordum. Annem kitaplarıma bakınca “Oğlum artık yeter!” derdi. Memlekete izne giderken kitap götürmem annemi endişelendirse de babamın sükutundaki memnuniyeti ve takdiri hisseder, mutlu olurdum.

Otuz yaşına gelince evlendim. Kitaplar benim hayatımın merkezinde olmalarına rağmen evde yer bulma noktasında hep zorlandılar. Eşimin bazen okuduğum kitaba bakıp, ‘hala liseli gençler gibi roman okuduğuma inanamadığını’ söylemesi, eve getirdiğim kitabın adından ziyade fiyatını sorması gibi konuları ustalıkla geçiştirmekte epey maharet kazandıktan sonra bir doğum gününde eşimin bana hayli kullanışlı bir okuma lambası aldığını görmek beni çok mutlu etmişti. Eşimin de babam gibi aslında gizli bir gurur duyduğunu hissederdim ama bunu öyle ağzını doldura doldura söylemesi belki sonra müşahade edilecek bir şeydi.

Taşınırken en fazla yükü kitaplar oluştururdu hep. Şehirden şehire taşınırken kolilerce kitap bırakırdım, hediye ederdim. Yine de hatırı sayılır bir miktar benimle kalırdı. Ve’lhasıl bir eylül sabahı mesleğimden ihraç olunca kitaplarım da sürekli taşındı ve onların da benim ile yolu ayrıldı. Bir sabah, bir sahaf eve geldi.Hepsini aldı ve gitti.

Kitaplarla beraber ben de gittim.

Kitaplardan hiçbir zaman ayrı kalamadım. Hala birçok kitabım var bilgisayarımda. E-kitap okuyorum genelde. Kitabı koyacak bir yerim ve evim yok. Ne var ki hala babamın, annemin ve eşimin bakışlarında okuyan çocuğa duyulan gururu görmek beni memnun ediyor.

Hani, okudum da ne oldu bilmiyorum ama benimkisi kitaplara ve okumaya dair bir izhar-ı muhabbetti sadece.

Hepsi bu…

KİTAP OKUMANIN 10 FAYDASI

3 Haziran 2021

NEDEN YAZMALI ?

3 Haziran 2021

Yorumlarınız

  1. Kitaplar okunsun evet. İyi ki evlerimize bile sığmıyordu kitaplarımız,kitaplıklarımız… Şimdi yoklar! Her şey zamanında, fırsat varken. Kitap okumak da öyle.
    Kitap dolu günler dileğiyle…

    Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir