ADALET NEDİR?

ADALET NEDİR?

Bekir ÖZTÜRK / Belçika

Adalet denen kavramın ucu çok açık; bunu öğrendim.

Önce şu sorulara cevap bulmak lazım:

Kimin için adalet?

Kime göre adalet?

Hangi zihniyete göre adalet?

Adaleti kim sağlayacak?

Hangi bağımsız kurum adaleti sağlayacak?

Adalet gerekli mi?

Adalet olmasa da olur mu? Adalet değişken midir?

Şahıslara, zamana, kuruma göre adalet değişir mi?

Kimden yanasınız?

Damat mısınız?

Ankara’dan tanıdığınız var mı?

Kaç gr adalet istersiniz, ortaya karışık mı olsun?

Paket yapalım, hapisten sonra bir ara açar mısınız?

Adaleti alıp da ne yapacaksın?

Aç karna 1 kaşık alsan yeterli olur mu?

Vs. vs.

Gerçekten şu ara adalet sadece benim gülme dürtümü tetikliyor. Biraz komedi, biraz dram ama sonu hüzün olan bir kavram. Adalet için tarafsız, empati kurabilen, bağımsız hür bir vicdan, mangal gibi de yürek lazım. Vicdansız, bağımlı, cüzdanı ile vicdanı arasında gel gitler yaşayan, servisini kaçırmamak için mahkemeyi öteleyen bir hâkimle adalet dağıtılabilinir mi?

Benimkisi sadece bir soru…

Koca koca adalet sarayları yapabilirsiniz, TV programlarında yandaş hukukçulara, profesörlere hukuk tartışmaları da yaptırabilirsiniz. Ama kendi hakimlerinize kendi fikirlerinizi empoze edip onları makam, mevki ile mükafatlandırırsanız o adalet yalnızca toplumu kendi yoluna empoze eden bir sopa olur ve bir gün o sopa sizi de döver.

Ya insanların vicdanındaki adalete ne demeli? O hepten basın yalanlarıyla yalan olmuş. Hâkimin biri baktık habire tahliye veriyor.

“Avukat bey hayırdır ne oldu bu hâkime diye.” sorduğumuzda “Danıştay üyesi yapacaklardı, yapmamışlar; hâkim kızdı, tahliye dağıtıyor.” cevabını aldık.

İçeride o kadar dosyalar, iddianameler gördük ki adalet hukuk dendi mi inanın ciddiye alamıyoruz.

T.C. No’su bile tutmayan tutuklular…

Yanlış alınan insanlar…

Sıfır saniye ankesör aramasından dolayı yatanlar… Şaka değil sıfır saniye, yani biri çaldırıp kapatmış yıllar önce. Sırf bu yüzden adam yatıyor hapiste.

Hâkimin söylemi: “Bütün deliller üye olarak gösterse de ben senin örgüt kurucusu olduğuna inanıyorum. 11 yıl 3 ay hapsine…” Şaka değil yahu inanın koğuştaki bir arkadaşın başından geçen hadise aynen böyle oldu.

Delil safsataları var ama ortada suç yok. “Örgüt lideri ‘Bankaya para yatırın’ dedi diye bankaya para yatırdın.” diyor savcı. Yahu Allah rızası için Abdullah Öcalan dese ki beni seven 1. köprüden geçsin, şimdi bütün 1. köprüden geçenleri örgüt üyesi diye tutuklayacak mısınız?

Adalet dağıtımının ya gizli ekranları var ya da hava durumuna göre dağıtılıyor. Anayasa diyor ki MİT raporu istihbari bilgidir, delil olamaz ama MİT’ten gelen bilgiler ışığında binlerce insan hapiste.

Savunmanızda olur da anayasadan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden örnekler vererek güzel bir savunma yaparsanız, hüküm alıp tutukluğun devamının olacağını garanti verebilirim.

Adalet hakkında çok konuşmanın anlamı yok, şu tek cümle aslında özetliyor:

“Kuzudan hukuk profesörü olursa adaleti siz düşünün.”

Adalet adil olmaktır. Adil olmak için yani iki tarafın hakkını gözetmek için de tarafsız olmak gerekir. Tarafların ispatı, suçlayanın delili gerekir. “Bunlardan hangisi bizim süreçte var?” diye soruyorsanız hiç biri yok. Bu sisteme şahit olunca diyebileceğim tek şey bu ülkede bir gün herkes ‘terörist’ damgası yiyecektir.

Öyle bir hukuk sistemi var ki bir adam var yapmadığı suç kalmamış; adam öldürme var, dolandırıcılık var, adam yaralama var, gasp var, bir bina ve arsayı sahte evraklarla başkalarına satmış ama ikinci mahkemede tahliye oldu. Bir de bize bakın, trafik cezamız bile yok ve hepimiz üniversite mezunu, işinde gücünde insanlarız ama terörist olarak yıllarca tutuklu kalıyoruz.

Adalet var mı?

Var ama eskimesin diye kullanmıyoruz.

(Bu yazı yazarın “Nasıl Terörist Oldum” adlı kitabından bir bölümdür.)

UYKU ÖLÜMÜN ELTİSİDİR

3 Haziran 2022

NECLA KATIRCI İÇİN TAZİYENAME

3 Haziran 2022

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir