Description
“Gökyüzün mavi olsa ne yazar
Altındakileri ağlattıktan sonra”
diyor şair. Öylece susuyor, öylece kalakalıyorum. İki ellerimin arasına alıp başımı, düşünüyorum. “Gökyüzü herkese mavi midir, herkes gökyüzüne bakarken mutlu olur mu?” soruları kemiriyor beynimin içini.
“Şiir, insana hizmet eden bir araç değil, insanlığa hizmet eden bir araç olmalıdır.” diyorum. Kelimelerin anlam dünyası soyut olduğu için şiir de insanın soyutluğuyla ilgili olduğundan insanın ruh dünyasına hizmet etmeli.
İnsana hizmet eden şiir, insanın istek ve arzularına cevap verirken bir başka insanın arzu ve isteklerine zarar verebilir veya o insanın dünyasını karartabilir. Savaşlara, kavgalara, cinayetlere yazılan her övgü şiir değil bir insanlık cinayet aletidir. O yüzden yeryüzünde yâryüzünü ağlatan nice ruhsuz insan, insanlığın nefes alıp vermesini zorlaştırmaktadır. Şiir, bu anlamda insan gönlüne bir merhem, insanın tutunacağı bir dal, kendini bulacağı bir yer, sığınacağı bir liman olmalı.
Şair, işte bu duygular içinde insanlığın yavaş yavaş yok oluşunu ve dünyanın dört bir yanında zulümlerden ülkelerini, yurtlarını, yuvalarını terk edenlerin sesinin duyulmamasını ve durumdan en çok masumların ve çocukların etkilenmesini ve bu hale insanların sesinin çıkmamasını:
“Çocuksuz ülke gibi yüreğin
Ne ses var ne soluk
Haktan yana
Hakikatten yana
Hodfüruşluk kaplamış süslü cenazeni
İnlemeleri ninni sanırsın”
mısralarıyla dile getiriyor. Şimdilik insanlığa karşı işlenen cinayetlere hissiz kalanların yüreğinin çocuksuz ülke kadar sessiz, neşesiz, soğuk olduğunu ve bir cenazeden farksız olduklarını süslü cenaze ile tabir ediyor. Ve şair bunca acının içinde yer yer de sevdaya sesleniyor ve sevmek denen kutsi bir duygunun peşine düşüyor.
Sevmek: Bir tarafı uçurum dağ yolu
Sevmek: Yağmurdan kaçarken vuran dolu
Sevmek: Kırlangıcın kırılan kolu
Sevmek: Kalbe söz verip cayamamakmış
Kelimelere yeni bir ruh üfleyen şair, kelimeleri kendi ruh dünyasında kendine has imgelemiyle imgeleyip satırları arasına oldukça güçlü bir şekilde yerleştirivermiş. Halk edebiyatı geleneğine özgü şiirler yazan 6+5 duraklı, 11’li hece ölçüsünde başarılı şiirler de yazan şair, 14’lü hece ölçüsünde de oldukça yetenekli olduğu göze çarpıyor.
Şiiri insanlığın hizmetine sunmaya çalışan şair, şiirlerinde insanlığın sosyolojik hikayelerini başarılı bir şekilde işliyor. Renk, dil, din, ırk gözetmeden iyinin, iyiliğin ve güzel olan her şeyin yanında olan ve peşinden giden şairin yüreğine dünyanın her yöresinden acılar yuva yapmış ve yüreğini inim inim inletmiş. Bu yüzden de tarih sahnesi boyunca yaşanan acıları;
“Ağlatırsan nâlemle arz sallanır
Sonu mutlu masallarım yok benim
Gülüşün nisan bahar olur allanır
Kışta açan çiçeklerim çok benim”
mısralarıyla dile getirmiş.
Şairin kelimelerini yüreğinize misafir etmeniz ve şiir deryasında hoşça vakit geçirmeniz umudu ve dileğiyle…
Kitapça kalın!
Gökmenzâde
Yorumlar
Henüz inceleme yok.