SON NEBÎ’DEN AHİR ZAMAN HABERLERİ – III

SON NEBÎ’DEN AHİR ZAMAN HABERLERİ – III

Emin Osman UYGUR / Almanya

3. HABER

DAHA BETERİ…

Toplumlar, o toplumları oluşturan insanların hayat tarzları ile şekillenir. Kültürler ve medeniyetler bu yolla teşekkül eder. Sonra da yönetimler bu çizgide devam eder. Her toplumun kendine ait bir düşünce sistemi, duygusal rengi, davranış tarzları vardır. Buraya kadar her şey normal devam eder. Dünya hayatı ve ahiret hayatı söz konusu olunca, gündeme imtihan unsuru girer. Bu durumda ibadetler, haramlar, helâller insanların hayat tarzlarında belirleyici rol oynar. 

Bu çizgiler burada dururken kısaca insanlık tarihi görüntüsüne odaklanalım. İnsanlık ilk devirlerden bu yana çok farklı  hayat tarzlarından evirilerek günümüze gelmiştir. İnsan her dönemde insandır. İlk dönemdeki insanlar bugün olsaydı, günümüz hayat tarzını yaşayacaktı. Biz ilk dönemlerde olsaydık o günün şartlarına göre yaşardık. Günümüzde bilim ve tekniğin hayata çok farklı ve cazip şekillerde girmesinden kaynaklanan gelişmeler, insanlık düşünce ve duygularında, hayatın argümanlarının kullanılmasında ciddi sorunları da beraberinde getirmiştir. 

İşte bu noktada insanlığın hayat tarzında günümüz itibarı ile ciddi bir değişim gözlemlenmektedir. Geçmişte ayıp olarak kabul edilen birçok hal ve durum günümüzde normal kabul edilmektedir. Mesela, kadınların hayatın pek çok alanında yer almadığı geçmiş devirlerin aksine, günümüzde hayata yön verecek kadar ön plana çıkmaları dikkat çekicidir. Bu değişimin pozitif pek çok yönü olmasına karşın, daha çok medyanın kapitalist çizgide kullanılmasından kaynaklanan suistimaller zinciri, olumlu olacak etkileri olumsuza çevirmiştir. Geçmişten günümüze sosyal hayatımızdaki bazı değişimler o kadar keskin ve negatiftir ki; on dört asır öncesinden Allah Resulü (sallallah u aleyhi ve’ssellem) de dikkatleri bu noktaya çekmiş ve daha o günden inananları ikaz etme ihtiyacı duymuştur:

Allah Resulü (sallallah u aleyhi ve’ssellem) bir gün:

“Gençleriniz fıska düştüğü, kadınlarınız azdığı zaman haliniz ne olur?” diye sormuştu. Yanındakiler hayretle:

“Ey Allah’ın Resulü, yani böyle bir hal mi gelecek?” dediler. O,

“Evet, hatta daha beteri!” buyurdu ve devam etti:

“Emr-i bi’l ma’rufta bulunmadığınız, nehy-i ani’lmünker yapmadığınız vakit haliniz ne olur?” diye sordu. Yanındakiler daha bir hayretle:

“Yani bu olacak mı?” dediler. O,

“Evet, hatta daha beteri!” buyurdular ve sormaya devam ettiler:

“Münkeri emredip, ma’rufu yasakladığınız zaman haliniz ne olur?”

Yanında bulunanlar iyice hayrete düşerek:

“Ey Allah’ın Resulü! Bu mutlaka olacak mı?” dediler. O,

“Evet, hatta daha beteri!” buyurdular ve devam ettiler:

“Ma’rufu münker, münkeri de ma’ruf addettiğiniz zaman haliniz ne olur?” 

Ashab yine:

 “Ey Allah’ın Resulü! Bu da mı olacak?” diye sordular. O yine;

“Evet, olacak!” buyurdular.” (1)

Hadise müthiş! Yaşanacak olanlar tamamen insanın ve imânın aleyhine. Dolayısı ile sonsuz hayat aleyhine. Bu hal içinde olanlar ya Müslümanlar olursa hadise daha da korkunç olur. Bu olaylar doğal olarak, “Siz dininizi terk ederseniz…” (Maide-54) ayetini hatıra getirmekte. Belki de günümüz itibarı ile yaşanan bu hadiselere kısaca tekrar bakalım:

  • Önce, gençler fıska yani günaha bağlı bir hayata alışacaklar.

Alışınca da kopmak zor olacak. O zaman fıskın karşıtı olan iyi ameller ya da  iyilikler sevimsiz mi olacak? İnsanlar Allah korkusundan, hesap endişesinden uzaklaşıp, ayağa mı düşecekler?

Bu hayat tarzı aile ocaklarının sönmesine, kavgalara, cinayetlere sebep olacak. Tabi çocuklar da bu hayat anlayışıyla beraber sokağa düşecek. Onlar da insanlığın geleceği için çalışacakları yerde bazı menfaat şebekelerinin hesabına çalışacaklar.

Zaman bu hale şahit değil mi?

  • İyilik emredilmeyecek, kötülük yasaklanmayacak.

İlk önce emretmek fiiline bakalım. Söz sahibi olanların, sözü şeytanî fiillere çevirmesi demekti bu. Söz sahiplerinin kendi menfaatleri ile hareket ederek, hak ve hakikati, adaleti yok etmesi idi. İyilik edenlerin hor ve hakir görülmesiydi.

İbadet etmek, insanlara yardım etmek, fakiri korumak, kimsenin hakkını yememek, dürüst olmak, çalışkan olmak gibi iyi değerler, insanların gündeminden düşecek. Hatta bu fiilleri işleyenlere şüpheli ve suçlu nazarı ile bakılacak.  

Zaman bu hale şahit değil mi?

  •  Kötülük teşvik görecek, iyilik küçük görülecek ve engellenecek.

İçinde yaşadığımız hal tam da bunu izah ediyor. 21. Yüzyıl. Belki daha önceki yüzyıllarda farklı toplumlarda, farklı kıtalarda da oldu böyle işler. Ancak biz bulunduğumuz coğrafya itibarı ile yaşadıklarımızı bu hadis-i şerif ile birebir bütünleştiriyoruz. Çaresiz, işsiz komşuya yardım etmek, masum ve annesiz kalmış bir çocuğa sahip çıkmak, söz ve iktidar sahipleri açısından kötülük olarak görülüyor. Kötü ve günah olarak görülen işler, teşvik ediliyor ve devlet eliyle korunuyor. Bu durumun en kötü yanı ise kötülüklerin Müslüman kitleler tarafından kabul görüyor olmasıdır. 

İyilik yapıyorsan suçlusun. Asrın özeti bu değil mi?

  • İyilikler kötülük, kötülükler de iyilik olarak gösterilecek.

Akıl mantık devre dışı olacak. Yetkili kişiler, dünya menfaati için her şeyi mübah görecek. Dinin temel dinamikleri ile oynanacak. Hem dini hem de dünyayı dengede tutarak yaşamaya çalışan inanmış insanların güzel faaliyetleri suç unsuru sayılacak. Onların toplumda etkin olması istenmeyecek ve onlara her türlü haksızlık reva görülecek.

İnsan hayatını kolaylaştırmak ya da zorlaştırmak adına bilimsel çalışmalar devam edecek ancak bilimin akla ve mantığa bakan yönü sosyal hayata aktarılamayacak. Yani psikolojik, sosyolojik, fiziki birçok çalışma insan hayatının daha güzel olması adına birçok veri sunacak ama özellikle yönetimde bulunanlar bunlara kulak asmayacaklar. Yönetimde olanlar, halkın yetersiz seviyesini de kullanarak ahlakî ve dinî kuralları bir bir yıkacaklar. Onların yerine kendi istedikleri, keyfî uygulamaları ihdas edecekler.

Zaman bu hale şahit değil mi? Ahir zaman Nebîsinin dedikleri bir bir çıkmıştır ve günümüz itibarı ile kötülüklerin sözde ve fiiliyatta iyilik yerine konmasını da acı acı yaşamaktayız. 

Yakın tarihimiz itibarı ile bütün bu olumsuzluklar karşısında her şeye ve her türlü baskılara rağmen bu tehlikeleri görenler, Allah Resulünün ikazlarını dikkate almışlar ve özellikle gençleri, gelecek nesilleri olumsuz fikirlerden, fitnelerden korumak amacıyla çoktan harekete geçmişlerdir. Günümüz iyilik hareketleri, gönüllü insanlık çalışanları hep bu çizgide bir şeyler yapma gayretindedirler. Onlar bütün dünyayı sarmış olan emniyete, güvene ve ahlakî değerlere karşı olan tahrip etme, yok etme faaliyetlerinin durdurulması ve yıkımların tamiri için her gün yeniden yola çıkarlar.

KAYNAKÇA:

1 . Taberanî el-Mucemu’l-Evsat, Heysemî, Mecmau’z-Zevaid.

KARDAŞCAĞIZIM!

31 Ekim 2021

KISMET

31 Ekim 2021

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir