YADİGÂR’A MEKTUPLAR 2

YADİGÂR’A MEKTUPLAR 2

Tülay YILMAZ / USA

Sevgili Yadigâr,

Sen bana, “Gidebilirim.” demiştin hani. Ben de, “Öyle deme.” demiştim. “Ne zor beklemek.” demiştin. “Olamaz!” demiştim bir şeylerden korkarak. En çok da gitmenden… “Valizim de hazır.” demiştin.

O gün, senden duyduğum bu sözler sebebiyle çocuklarımı uçağa bindirmek için hazırladığım valizler gelmişti hep gözümün önüne. Onları, bir daha görüp göremeyeceğimi bilmeden heyecan ve telaşla; çelişki ve tezatla uzaklara gönderiyordum kendimden. Üçünü önden göndermiş, birini arkasında bırakacak ve  kendi ne olacak belli olmayan bir anne kadardı anneliğim. Her valize ayrı ayrı koyduğum gizli dualarım vardı. Ve onlar görmeden ellerimle sildiğim gözyaşlarımın eşyalarına değmişliği… O an çok düşünmek iyi gelmezdi bana, sadece bir şeyler yapmalıydım ve göndermeliydim yavrularımı!

Ne valizler hazırlandı değil mi Yadigâr? Kimi ayrılığa, kimi kavuşmaya şahitlik eden. Kimler ne valizler hazırladı böyle zamanda. Valiz niyetli kol çantaları, sırta vurulan yüklü çantalar… Hepsi birer valizdi. Ama hiçbiri yaşanan o ruh halinden ağır değildi. O yüzden ağır gelmedi bunlar  sırtlara vurulup, kollara takılırken. Valiz… Seninle o konuşmamızdan sonra içinde valiz geçen şiirlere dönmüştü kelimelerim. Şimdi ben, valizini toplarken söyleyemediğin her şeyi çantanın bir gözüne koyup üzerine fermuarını sessizce çekişini hisseder gibiyim. Sana yoldaşlık edecek -her ne ise- aldıklarınla nerede buluşacağınızı bilmenin ağırlığı nasıldı kimbilir! Yine tevekkeldin biliyorum, yine sabırlı… Belki ihtiyaca binaen gidecektin bu yeni yuvana. Aileni, evlatlarını, kardeşlerini bırakıp başka kardeşlerinin yanına. Yaşadığın o zor duyguya hangi güzel niyetini teselliyle giydirdin de bekledin?

Beklemek… Nasıl da oturdu hayatımızın baş köşesine değil mi? Hani tren beklemek, otobüs beklemek, servis beklemek vardı önceleri en fazla hayatımızda. Gece yarıları, gün doğumları, asansör sesinde irkilip kapının vurulmasını beklemek de varmış nasibimizde. Sana sabah 6.30’dan bahsetmiştim hatırlarsın. Korkuyla zihnimde kurulan o biyolojik saatten. Hani hep aynı saatte o zil sesiyle uyanışımdan ve hemen hazırlanıp kapının arkasında bekleyişimden. Ve kapıya geldikleri o günkü gibi yumruk seslerini anımsayışımdan. Çaresizce kapıyı açmak için!

Ah Yadigâr! Şükür ki niyetlerimiz var dallarına tutunduğumuz. Bir tomurcuk gibi çilemizi işlediğimiz. Olmak için, yeniden iyi olmak için, sabırla meyve vermek için.  Biliyorum, yaşıyoruz şükür ve umudumuz hâlâ var. Ama belki niyetlerimizden doğacağızdır tekrar. Bir tomurcuk olup işlediğimiz o dalda tutunacağız inanıyorum. Dünya bir ağaçsa kocaman ve biz dal dal göğe doğru bakarak düştüysek ayrı yerlere, yine  de aynı havayı soluyacağız. Aynı toprak üstünde… Niyetlerimiz, hatıralarımız,gayret ve hayallerimizle kendimize geleceğiz yeniden.

“Dal dedi ki tomurcuğa

Tenimde bir yara işler gibisin.”

Çok severdim bu dizeleri. Derslerde okurdum öğrencilerime. Hayata yorardım. İmtihanların ilmek ilmek bizi olgunlaştırdığını hissederdim. Bir gün bu yerlerde yazdığım mektubumda bir tomurcuk hissiyle sana sesleneceğimi bilmeden. Bilmem ki sen neyi işliyorsun ilmek ilmek orada. Gökyüzüne bakarken içinden geçenleri merak ediyorum. Biyolojik evrelerini doğanın hayalen kuruyor musun zihninde mevsim mevsim? Ne kadarına şahitlik ediyor gözlerin? Buralara kar yağdı hem de çok. Okullar da tatil oldu uzun süre. Kara senin yerine de dokundum. Bembeyaz, yumuşacık… Senin gibi sakindi kar ve beyaz… Hem kar, “kavl-i leyyin” i hatırlatıyor bana. Bilirsin, keskin değil karın lisanı. Sen de kırmadan, üzmeden nasıl sakin anlatırdın bize her şeyi. İçimize işlerdi sevginle ve halinle beraber anlattıkların. Sahi kar yağdı mı oraya? Beyaz bir his oluştu mu içinde? Ümit ediyorum üşümüyorsundur, üşümüyorsunuzdur.

Ben sana yine yazacağım Yadigâr. İçinden şiirler okuyan, şarkılar geçen, türküler söyleyen ama en çok da dualar eden arkadaşın, kardeşin olarak yazacağım.

Hoşça kal…

BİR YİĞİT VARDI

1 Mart 2022

TESTİ KIRILMADAN…

1 Mart 2022

  1. Tekrar tekrar yepyeni hislerle okunası bir mektup ..Kaleminize ve yüreğinize sağlık..

    Cevapla
  2. Ahh kalbim yine kac parcaya bolundu bekleyenleri, yolcu edenleri, kavusamayanlari , hasret cekenleri dusundurdu tekrar. “ Dünya bir ağaçsa kocaman ve biz dal dal göğe doğru bakarak düştüysek ayrı yerlere, yine de aynı havayı soluyacağız.” bu cumle o huzunlerimi dagitip umut oldu yeniden. Rabbim umitlerimize fer versin Yadigarlarin guzel haberleri en kisa zamanda gelsin insallah. Yureginize saglik…

    Cevapla
  3. Can kardeşim, bu güzel mektubun umut verdi yeniden. Güzel günler gelecek elbet.

    Cevapla
  4. Ah yine yüreğimi sızlattı da sızlattı… Ne büyük sabır evlatlarından, yuvandan ve hürriyetinden ayrı kalmak. Gideni uğurlamak zor, giden olmak zor; daha önce bilmediğimiz ne zorluklara şahit olundu son birkaç yılda.
    Rabbim Yadigar hocamın güzel haberiyle sevindirsin hepimizi, sonrada buralarda kavuştursun insallah. O da bir hicret sevdalısı, muhakkak nasip olur bir gün.
    Yine ne güzel ve her kelimesi gerçek bir mektup olmuş. Kaleminiz hep tarihe notlar düşsün ve güzel eserler bıraksın yarınlara insallah.

    Nimet

    Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir