İBRAHİM KUZİ
Fani dünya yükünü senelerdir çekersin
Gözlerin iki çeşme kanlı yaşlar dökersin
Yüreğin dilim dilim hep boynunu bükersin
Sık dişini ve sabret “Bu da geçer Ya Hu” de
Kastediyor zalimler göz kırpmadan canına
Kalın kalın duvar çevrilmiş her yanına
Acı, ızdırap düşer hücrede her anına
Sık dişini ve sabret “Bu da geçer Ya Hu” de
Demirden kapıların ardına atılmışsın
Köle pazarlarında kul diye satılmışsın
Garipler kervanına severek katılmışsın
Sık dişini ve sabret “Bu da geçer Ya Hu” de
Zemin parçalanıyor, sema döküyor gazap
Nadanlar basıyorlar taze yarana kezzap
Yaşatıyorlar sana azap içinde azap
Sık dişini ve sabret “Bu da geçer Ya Hu” de
Zindanlar saray olur gonca güller derersin
Ruhunla erişilmez ufuklara erersin
Yüreğinde iplere acıları serersin
Sık dişini ve sabret “Bu da geçer Ya Hu” de
Sevdiklerinden ayrı kırılırsın dal gibi
Yüreğin ipektendir, nağmelerin bal gibi
Âlem sana kör sağır, âlem sana lal gibi
Sık dişini ve sabret “Bu da geçer Ya Hu” de
Ney gibi inler durur dertli dertli çalarsın
Kandan, irinden olan nehirlere dalarsın
Kuytularda kendini arada bir salarsın
Sık dişini ve sabret “Bu da geçer Ya Hu” de
Etini cımbızlarla sökme yarışındalar
Baş koyduğun davayı silme uğraşındalar
Yedi düvel bir olmuş hepsi de karşındalar
Sık dişini ve sabret “Bu da geçer Ya Hu” de