İBRAHİM KUZİ
Canımız ciğerimiz taşıyla toprağıyla
Bize kucak açmıştı yaralanmış bağrıyla
İmdadına koşmuştuk bin bir dertle, ağrıyla
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Peygamberler cemaat Efendimiz imamdı
Hepsi seçkin insanlar iman, tevekkül tamdı
Yeryüzü sündüs yatak örtüsü asumandı
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Bağrından açılmıştı Sema’ya giden yollar
Tazarruyla boynunu bükmüştü dertli kullar
Hareminde huzuru bulmuştu tüm yolcular
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Yetmiş iki milleti ana gibi sarmıştı
Dertliydi, kederliydi her yanı ağırmıştı
İbrahim sofrasında herkes ona varmıştı
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Ömer’imle yeniden zincirler çözülmüştü
Masmavi semasında sülünler süzülmüştü
Nice yıldır ağlayan, inleyenler gülmüştü
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Koca Selahaddin’in tasasıydı, derdiydi
Her gece rüyasında kutlu şehri gördüydü
Kozasını sabırla ilmek ilmek ördüydü
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Mekke’yle, Medine’yle kardeş olan diyardı
Taşına, toprağına yüz süren bahtiyardı
Yavuz’un emaneti bizlere yadigardı
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Her yanı paramparça Ömer’in emanı yok
Kavga körükleniyor Yavuz’un fermanı yok
Sultan Abdülhamid’siz yazık ki dermanı yok
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Kubbet-üs Sahra yetim, Zeytin dağı öksüzdür
Bağırıp çağıranlar manasından köksüzdür
İçine doğru derin onda her şey sözsüzdür
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Peygamberlerden iz var taşında toprağında
Hasret, hicran saklıdır sararmış yaprağında
Nice büyükler yatar ferahfeza bağrında
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Son cephe, son direniş nihayet çökmüşüzdür
Senelerce ağlamış gözyaşı dökmüşüzdür
Boynumuz kıldan ince Allah’a dönmüşüzdür
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır
Paylaşıldıkça özel, paylaşıldıkça güzel
Varlığı şefkat ile sarıp sarmalayan el
Fırtınalar kopuyor şimdi dallarda gazel
Baharı çoktan geçti Kudüs’te sonbahardır