RÛ (Faruk ARSLAN) / Kanada
Sevgiliye şarâb sunar sâkî her dem
Gitmesin elden bir gün lâlezâr âdem
Bir hazân bir poyraz eser biter Arap
Yoksa bâğ bahârı hâr seyrân harap
Felekler üstünde Saray’ın dâhhâk
Lütfuna mihmâkhâne felekü’l eflâk
Ne füsun felek ne de pîrûzen tennûr
Atlas feleği döne döne pervâne nûr
Soğan zarı gibi sarar seni dokuz felek
Râhman, Rahîm, Vedûd, Hakîm emek
Sekizinci felek Kürsî, Dokuzuncu Arş
Yâ Zü’l Celâlî Ve’l İkrâm ceberût marş
Yediyi doğudan batıya döndür felek
Ters döner kambur kahpe döne felek
Yirmi dört saatte devr-i felek-i â’zâm
Sabit yıldızlar burçlarda sekizi Azim
Kuzey güney kutbuna terzi Hermes
Ay vezir, Utarid kâtip, Sultân Şems
Yıldırım, şimşek, güneş âhtan azar
Mâlı kadı, Zühâl bekçi, Zühre çalar
Aldanma sazı sözü kamburu dönek
Felek sillesine şâh mazereti zibillik
Sevgiliyi incitene Dehr azabın çetin
Felekler ağlar ateşler ateşine Metin
En yüksek feleği yüzyılda bir tamâm
Arş’da sonra onuncuda aşkın tamâm
İlmi tencîmden dokuzdan kader gen
Bin döne uldız yedi bin döne gezegen
Fenâfi’llâh’ta kesiksiz vecdi coşkun
Yok ede zâtını bekabi’llâh’ta hiç Rû
Yedi anda tüm âlemlerden olup fânî
İfna etti sıfâtını, nerde kin kibir hani
Haramî biri gam, belâ kılmış vatanı
Rakîbi Feridûn’un lakâbı Ferrûh’tur
Ejderhâyı gömer, sev Kayser vatanı
Kopsa yerinden Ferkadân Fârûk’tur
Onca Habîb, Vedd yârlar feryâd eder
Vûd’da Bedûh’a postalar beddûa eder
Fitnesiyle o dünyâ harâbtır n’eylersin
Ey kamer-rûh on âşık yeter mi dersin?
Sulayıp süpürür ferzîn ferrâşı sâki em
Hüküm eyle kanûnî olar nizâm-ı âlem
Kerûbuyinler ferişteler sendedir Câmî
Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar dâhî