SÜHA BERK
Hor görülen hayaller, kırağı vurmuş huzur,
Dört duvar arasında ayaz var…
Keyifsiz sofralar, eksik parçalar,
İblisin dilinde mikrop ve haşhaş,
Yürü bre, Hınzır Paşa,
Senin de çarkın kırılır bir gün…
Çatırdayan güven, yıkılan yuvalar,
Sarhoş gülümsemeler…
Hırsızlık babadan oğula vasi,
Beşikten mezara masumlar asi
Yürü bre, Hınzır Paşa,
Senin de çarkın kırılır bir gün…
Vefasızlık, ihanet, kurtlar sofrasında,
Üç kuruşluk insanlar, CADI avında,
Depresif yaşamlar… Yitik hayatlar
Bir yüzük, bir simit, bir çay hesabı
Yürü bre, Hınzır Paşa,
Senin de çarkın kırılır bir gün…
Dini literatür… Nedir haramlar?
“Bir kereden bir şey olmaz mı yahu!”
Kürsüden ders veren o zengin kadın,
Tilkiye kümes, kurda kuzu…
Kimin malı? Kutu kutu, kutu kutu
Yürü bre, Hınzır Paşa,
Senin de çarkın kırılır bir gün…
Yok edin; baskıyı ve de kulluğu
Bölünen, parçalanan bu ülke bizim
Genç teğmenler rahatsız;
Olmasın bir dudağa tüm teslimiyet,
Bir yüzükle olmasın kimse muktedir
“Din elden gitmesin ve devlet dahi!”
Yürü bre, Hınzır Paşa,
Senin de çarkın kırılır bir gün…
Adalet nerede mülkün temeli?
Nerede menekşeler güzel kokuyor ?
Ve bornoz oğulları; onlar hangi boydan
Ve tüm Marmaray’da bekçi sesleri
“Ananı da al git” dillere destan…
Yürü bre, Hınzır Paşa,
Senin de çarkın kırılır bir gün…
Bir gün mezarına tüy dikerim
Karanfiller açmasın o sokaklarda
Diploman yok imiş, o ne umrumda
Mezarına geçerken bir not düşerim
Yürü bre, Hınzır Paşa,
Senin de çarkın kırılır bir gün…