DÜNYAYI  DEĞİŞTİRMEYE DAVET

DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEYE DAVET

Refika  MERİÇ / Finlandiya

İnsan varoluşu itibarıyla, sorumlu bir canlıdır. İçinde bulunduğu çevreden, çevresindeki insanlardan, bu çevrede yaşanan olaylardan, müdahil olduğu durumlardan ve yapılardan, etkilediği ve etkilendiği işlerden sorumludur. Bu sorumluluğu bilmemek, farkında olmamak ya da üstlenmemek bizi olan bitenden sorumsuz hale getirmez.

Yaşadığımız çevreye karşı olan tutumumuz, doğaya, insanlara, hayvanlara karşı olan hassasiyetimiz, çevresel felaketler karşısında yapıp ettiklerimiz, olaylara müdahil oluşumuz, olmayışımız ve bu olaylara dair sarf ettiğimiz çaba bizim nasıl bir insan olduğumuzu belirleyen tüm gerçekliklerdir. Kucağımda 21 günlük bebekle bu yazıyı yazmaya çalışmak, bebeğin geleceğine ve dünyanın geri kalanına dair hissettiğim sorumluluk sebebiyledir.

Tüketim toplumu dediğimiz toplum, Ford’un seri üretime geçmesi ile ortaya çıktığı düşünülen toplumsal yaşam şeklidir. Sanayi devrimi insanların, istek ve ihtiyaç duyduğu ürünlere daha kolay ulaşmasını sağlamış, tüketim tüm dünyada hızla artmış, bugün ise ‘tüketim’ tüketilemeyecek boyutlara vararak tüm dünya düzenini değiştirmeye başlamış ve gezegendeki canlı yaşamını tehdit eder hale gelmiştir. Okyanuslarda artan plastik kirliliği, hava sıcaklıklarının ve temiz hava kalitesinin değişmesi, küresel ısınmanın ortaya çıkması, bizim ülkece bu yaz tanıştığımız ancak Avustralya’da geçtiğimiz yıl başlayan ve günlerce söndürülemeyen büyük çapta yangınlar, yarım yüzyılı aşkın süredir, devam eden tüketim alışkanlığının bir sonucu. Sonuçtan anlaşılacağı gibi de, gitgide tüketecek bir şey bulamayacak hale geliyoruz. İçinde yaşadığımız dünya, geri döndürülemez bir halde tükeniyor.

Tüm bu felaketler 30 yıldır benimle birlikte ortaya çıkmış olmasa da kendimi bu konuda sorumlu hissediyor olmak, beni, çevremdeki insanları harekete geçmeye zorluyor. Çünkü bilirsiniz ki insan beyni savaş ya da kaç mantığı ile çalışır. Ben gözlerimi kapatıp, olan bitenden habersizmiş gibi yaşamayı kabul edemiyor ve bu felaketler karşısında savaşmayı seçiyor, kendimce bir şeyler ortaya koymaya çalışıyorum. Bu çabalar karşısında en çok aldığım eleştiri ise tüm dünya hızla tüketirken, benim ortaya koyduğum tek kişilik çabanın bir şeyi değiştirmeyeceğine dair olan görüş. Bu görüş karşısında sorumluluklardan kaçmadan, ortaya koyduğumuz çabayı değerli kılan harika bir söz ile eleştirileri savuşturuyorum, ‘Küçük hareketler, milyonlarca insan tarafından tekrarlandığında dünyayı değiştirir.’ Howard Zinn.

Başımıza bir felaket geldiğinde, o felaketi savuşturmak için birçok senaryo düşünüyoruz ancak tüm süreç bittiğinde atacak olduğumuz adımlar, o rahatlık ile unutuluyor (Musilaj konusunu hatırlayalım). Bundan 20 yıl sonra okyanuslarda balıktan çok plastik olacağını söylüyorlar. Hatta bugün bile satın aldığımız balıkların içinden plastik parçaları çıkıyor, gözümüzle görmediğimiz mikro plastiklerle besleniyoruz. Bu haberlere maruz kalmamıza rağmen, pikniklerde, kutlamalarda, evlerimizde tek kullanımlık plastiklerden vazgeçemiyoruz.  Tek kullanımlık plastiklerin çoğu da geri dönüştürülemiyor ve bu atıklar, bazen gömülüyor ve toprağı mahvediyor bazen de okyanuslara atılarak gözümüzün görmediği bir yerlere gönderilmeye çalışılıyor. Gözümüzün görmediği bu plastikler bir süre sonra sofrada tabağımıza, çevresel felaket olarak yaşadığımız yere geliyor.

Her gün mutfağımızda dünyanın daha yaşanabilir bir yer haline gelebilmesi için neler yapabileceğimize dair birçok alternatifimiz var. Filtre kahve içmeyi çok seviyorsak, tek kullanımlık kâğıt filtreler yerine, kumaş filtreleri tercih edebiliriz. Aynı şey kültürümüzde çok kullanılmasa da sallama çaylar için de geçerli. Sallama çay yapacağımız sırada küçük keselere ya da kapanan süzgülere koyarak paketli ve kâğıt içinde çay içmeye hayır diyebiliriz. Mutfakta en çok kullanılan pişirme, saklama malzemelerinden bazıları da streç filmler, buzdolabı poşetleri, yağlı kâğıtlar… Bunların yerine de, balmumu kumaşları, tencere kapaklarını, tabakları(kapak gibi kullanmak suretiyle) streç filmler yerine tercih edebilir. Tekrar kullanabileceğimiz kapaklı kapları, cam kavanozları buzdolabı poşetleri yerine kullanabilir, pişirme kâğıdı yerine silikon altlık tercih edebiliriz. Bunlar ilk etapta bakıldığında satın alma konusunda maliyetli gelse de uzun süreli kullanım açısından bizleri mali olarak da rahatlatacak küçük adımlardır.

Bir şey satın almadan önce, elimizdekini tamir edebilir, geri dönüştürebilir ya da ikinci elini bulmaya çalışabiliriz. Ülkemiz insanında ikinci el satın alma konusunda bazı tuhaf hassasiyetler olabiliyor. Kimilerine hak vermekle beraber, sadece önceden bir başkasının giydiği şeyi giymemeli temalı eleştirileri dikkate almıyorum. Çünkü kendi temizlik anlayışımıza göre temizlediğimiz zaman, aldığımız tüm ürünlerin temizlendiğine inanıyorum.  Aynı zamanda da bir ürüne ikinci bir şans vermiş olarak, dünyadaki atığı azaltmaya yönelik önemli bir adım attığımızı düşünüyorum.

Suyu dikkatli kullanmak, sebzeleri yıkadığımız suları biriktirerek bahçe, saksı sulamak, banyo süresini kısaltmak, kimyasal deterjanlar yerine evde yaptığımız kendi deterjanlarımızı kullanmak ya da çevreye zararı olmayan deterjanları satın almak da su için yapabileceğimiz güzel hareketlerden bazıları.

Evde en çok atık çıkan alan bariz bir şekilde mutfaklar. Kabukları ile beraber kullanabildiğimiz sebzeleri bu şekilde kullanmak, kabukları yemek için kullanılmayan meyveleri, deterjan yapımında kullanmak, haftalık menü hazırlayarak, ihtiyacımız olmayan sebze ve meyveleri satın almamak, en ufak parçasına kadar değerlendirmeye çalışmak, fazladan pişen yemekleri komşularımızla, arkadaşlarımızla paylaşmak hem kendi ekonomimize hem de gereksiz gıda israfının önüne geçmeye yardımcı olacak…

Bu öneriler yazıyı yazarken aklıma ilk etapta gelen ve evde uyguladığım, atık azaltma yöntemlerinden bazıları. Hâli hazırda sosyal medya ve internet aracılığıyla ulaşabileceğimiz çok fazla öneriler mevcut. Bunları inceleyip kendi yaşam tarzımıza en uygun olanları bulup ya da üretip, dünyanın geleceğine yatırım yapmak insani bir sorumluluğumuz. Usanmadan ve umutla tekrar söylemeliyim ‘Küçük hareketler, milyonlarca insan tarafından tekrarlandığında dünyayı değiştirir.’ Howard Zinn.

ÜÇ CENAZE

30 Eylül 2021

PERPETUA VE FELICITY

30 Eylül 2021

  1. Evet, bu yazı aslında gelişigüzel yaşamanın verdiği vurdumduymazlığı hayatımızdan çıkarıp farkındalığımızı artırmak adına çok mühim. Herkes üzerine düşeni yapsa daha iyi nefes alabilen bir dünyada yaşayacağız. Kaleminize sağlık Refika Meriç…

    Cevapla
  2. Az da olsa duzenli olarak uygulayan insanlara ihtiyacimiz var. 🙂

    Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir