AHMET MUSA SAYGIN
“Namaz, diğer ibadetlere nurani bir fihristedir ve aynı zamanda ibadetlere bir kutsal haritadır.” der Hz. Üstad.
Nasıl ki ibadetlere açılmak isteyen biçare insan önce o nurani fihriste bakmalı ve sanki bir kitabın sayfalarını arıyor gibi diğer ibadetleri de bulmalı. Nasıl ki hazine hükmünde olan diğer ibadetleri bulmak istiyorsa bir arkeolog gibi bir define avcısı gibi o namazı kılsın. Aciz ve zayıf olduğunu Rabbisine bildirsin. Ve o en değerli yakut ve zümrütten hazinelerle dolu olan ibadet sandığına ulaşsın. Çünkü Rabbi artık onu biliyor ve mücrimlikten mustarip ve eğer bu günahları o ibadetler temizleyecekse elbette ki o fihristeye ve hazineye itikadımız nurlu bir anahtar olacaktır. Ve rızasını kazanmış olacağız o zül celal-i vel ikramın inşallah.
Meselenin ikinci kısmında ise ispatlarla namazın her rüknünün bir ibadete vardığına şahit olacaksınız. Namaz, öyle bir şeydir ki ibadetlerin bütün şekilleri onda mevcuttur. Örneklerle açıklamaya çalışalım:
1. Kur’an: Namazda ayaktayken sureler okuyoruz bakarsanız bu ibadet aynı zamanda kâinat kitabını okuyan kutlu kitap Kur’an-ı Kerim’i okuma ve Allah huzurunda ona en temiz pak sözlerle onun kelamını okuyoruz ve demek ki bu ibadeti içine alıyor namaz.
2. Hac: Hac ibadetinde herkes topluca vazifelerini yerine getirir. Bakarsanız Kâbe yedi defa tavaf ediliyor, aynı zamanda Mina’da şeytan taşlanıyor. Arafat’a çıkılıyor her şey topluca yapılıyor dil, ırk, ülke, yaşam tarzı ve kısacası farklılıklar göz ardı edilerek sadece din kardeşliği esas alınıyor.
Barış, huzur ve güven gamzeden fertler birbirleriyle sarmaş dolaş tek bir gaye-i hayal ile orada bulunuyorlar. Bakarsanız namaz ibadeti de günde 5 defa ezan-ı Muhammedî şehbal açtığında yine topluca bir araya geliniyor ve yine göreceksiniz ki namaz bir fihriste gibi hac ibadetine de ışık tutuyor.
3. Zekât: Şu ahsen ibadette yüreklerimiz yine bir bütünlüğün, bir olmanın vahdete yani Allah’a (cc) ulaşmamızın nişanesi yani bu ibadette İslam’ın her birer ferdi eşittir zengin ve fakir yoktur. Ancak mümin kardeşliği vardır demenin ve olmayanın halinden anlama ve onu bir şimşek gibi kâfirlerin sinesine yollama ibadetidir. Zengin Allah yolunda maddi olarak şükrünü eda ediyor ve bir de namaz perspektifinden bakınız, namaz hem maddi hem manevi şükürdür.
Misallerle açıklayalım; insan namaz ibadetini gerçekleştirdiğinde hem maddi hem manevi zenginliği harcıyor nasıl mı? Yirmi dört altınından bir altını zaman sermayesinden ödüyor yaşadığı nefesin ve diğer nimetlerin zekâtını ödemiş oluyor yani şu saatlerini her gün Allah’a manen zekât misali ödüyor. Yine Hz. Üstad’ın altıncı sözde anlattığı biz vücudumuzun her uzvunu dünya namına değil de ahiret adına işlememiz adına o Hâkim-i Zülcelal’e bu emanetlerimizi satıyoruz. Biz namaz ibadetinde de bir yönüyle vücudumuzun maddi zekâtını her vakitte abdest alarak o vücudu dünya namına pisliklerden arındırıyoruz. Aynı şekilde bu manevi pisliklerden de arınmadır. İşte emanetleri böyle zekât misali Allah veriyoruz ta ki bize ahiret adına pek pahalı fiyatta tekrar geri versin.
4. Selam: Selam vermek Allah’ın selamı ile geldiğini ve emniyetin, güvenin ve mümin olduğunun göstergesidir. O selamı veren emin insandan huzur gelir yüreğimizin en güzel köşesine…
İşte bu selam ne güzel bir ibadettir ve hem sadaka misali tebessümü de eksik olmazsa ne güzel ubudiyetin nişanesi olur. İşte biz bu selamı sadece insanlara değil yine günde beş defa her namazın son tahiyatında meleklere es-selam-ü aleyküm rahmetullah deyip onları da sevindiriyoruz. Üstümüzdeki melekler bakın sizi unutmadık ömrümüz boyunca hep yanı başımızda bizi tehlikelerde Allah’ın inayet ve keremiyle koruyan ve günahları sevapları yazan bizle dertlenen meleklere selam olsun diyoruz. İşte bakarsanız selam verme ibadeti aynı zamanda bir fihriste gibi namazda yer alıyor.
Namaz ibadeti hususiyle bütün ibadetleri kapsayan ne güzel bir fihristedir. O zaman her biçare insan doğrudan hesapsız cennete gitmeyecektir hem ne böyle bir ferman ne de böyle bir sözleşme ve senet vardır. Hele bu masiyetler bu bel bükücü günahlar işleniyorken namaza koşmalı ve temizleyeyim şu kirli günahlarımı demeli insan. Özellikle bir kısım zümre de var ki şu söylemleri insanı şaşırtacak cinstendir. İşte o sözlerden biri: “Ben namaz kılmıyorum fakat kalbim temiz ve ayrıca ben yardımseverim, insancılım.” Bana kalırsa şu insanın insancıllığı ancak hümanizm yamaçlarında takılı kalacaktır ve kalp temizliğini de yoga ve meditasyon ile arayan Budizm ve Brahmanizm eteklerinde onun kalp temizliği sıkışıp kalacak. İslam’a o insanın kâmil manada kavuşması mümkün olmayacaktır. Dinim İslam dese bile olmaz. Senin Resulün sabahlara kadar neden namaz kıldı? Ne bulmuştu o ibadette, ki ‘gözümün nuru’ demişti? Allah’ı içimizden en iyi tanıyan müşahede eden kutlu insan tabi ki günde beş defa o Rabbe iştiyakla namaza durmalıydı. Miraçta onu Rab Teâlâ huzuruna almışken ve şimdi tekrar çağırıyor kutlu çağrıya nasıl gitmesin ve sevmesin. Yer, mekân ve zaman fark etmeden onunla bir aradaydı ve bu iletişim aracı gibi direkt seni Rabbine bağlayan şu eşsiz ibadete nasıl gözümün nuru denmesin ve ona koşulmasın!
Evet, şu deliller de parmağını gözüne sokmuyor ve iki kere iki dört eder ölçüsünde ispat etmiyorsa senin yanında ne kadar İslam yer bulmuş az buçuk hesap edebilirsin. Sen gününü TV program ve dizilerinde sarf edersen her gün bilmem kaç saat arkadaşlarına vakit ayırıp da namaz vakti gelip geçince hiç aldırmayıp benim arkadaş tayfamın plan ve programında namaz yok. Zaten kılmayanlar, kazaya kalsın bugün yarın kılarım diyenler ve sonra diğer günler diğer günler ve sonra gençliğimi yaşayayım sonra yaşlanınca kılarım diyenlerin vay haline!
Yine Efendiler Efendisi (sav) buyuruyor: “Yarın yarın diyenler helak olmuştur.” Evet, mesele bu kadar basit işte. Namaz Müslümanlığın en birinci libasıdır ve bu giyilerek kâfirlikten sıyrılmalı çünkü namazsız yaşama kafirâne yaşamadır. Kâfir olur demiyoruz. Kafirâne, kâfir gibi yaptığımız şey teşbihtir ama Allah böyle teşbihten bile bizi muhafaza buyursun.
Şimdi karar ver biçare! Ey dünyanın vehminden kurtulmayan ve panzehir arayan insan! Ve aynı zamanda kendi nefsim haydi namazını aksatma ve her gün beş defa “Hayyealessalah” sesi ile sağır kulaklarını aç. Rabbim herkese namazlaşma ve o deryada da rahmet ve merhametini esirgemesin ve inşallah kıldığımız namazlarla bizi cennetine kanatlandırsın vesselam…
NOT: Bu deneme KALP VE RUH HAYATININ ÇİZGİSİNDE isimli kitabımızdan alınmıştır. Kitap hakkında detaylı bilgileri aşağıdaki linkten öğrenebilirsiniz.