HOCAEFENDİ İNSAN MI?

MEHMET SACİT ARVASİ

Yanılmıyorsam 2009 senesinde idi. O zamanlar Ebru TV’nin olduğu yere yakın, North Brunswick’de kalıyordum. İsmail Büyükçelebi Ağabey yanında başka bir abi ile bulunduğumuz yere geldiler. “Hocaefendi kampta çok sıkıldı, hava değişikliği için bir yer arıyoruz.” dediler. Bir yer tavsiye edildi. Onlarla ben de gittim. Yere baktılar ama “Burası olmaz” dediler. Demem o ki 2009 senesinde bile bir hava değişimi için bir yerlere bakılmıştı.

Hocaefendi insan mı? Tabi ki insan.

Bu insan sıkılamaz mı? Hava değişimi isteyemez mi? On senedir nerdeyse her gün adeta felaket haberleri alır gibi olumsuz haberler aldığı kamptan azıcık uzaklaşmak isteyemez mi? Vaktinde kapısında bekleyen, aylar sonra randevu alıp kendisiyle görüşen ve kampa hatıralar bırakan idarecisi, siyasetçisi, gazeteci ve akademisyeni şimdilerde birer yılan ve çıyan gibi kendisine saldıran ve ihanet edenlerin o hatıraları bıraktığı yerden azıcık uzaklaşmak isteyemez mi? Benim cevabım bunların hepsine “evet”tir. Ama öyle görülüyor ki “Hocaefendi’yi insan üstü olarak görüyorlar” eleştirisi yapanlar, durum hakikaten Hocaefendi’nin insani tarafına ve ihtiyacına gelince onu beşeriyetinin üstüne çıkarıyorlar.

Her ne ise… Zemin çok kaygan, atmosfer zehirli ve travmalar üst üste binmiş. İnsanlar komplolara inanmaya meyilli hatta istekli. Bu durum asla göz ardı edilmemelidir.

Hocaefendi kamptan başka bir yere geçmiş. Hayatının bir devresinde sohbet veya vaazında “komplo teorilerinden”, “hain planlardan” bahsetmemiş olanımız var mı? Yani “komplo teorilerini çok çabuk satın alıyoruz” demek istiyorum. Allah geçinden versin ağzıma bile almak istemediğim ama beşerin kaderi olan fani alemden göçme hakikati böyle bir ayrılığa denk gelse -kim bilir- nasıl komplolar ortaya saçılacak? “Onu cemaatin falan kolu, filan fraksiyonu götürüp zehirledi” demeye varıncaya kadar neler neler söyleyecekler? Kimleri töhmet altına almaya çalışacaklar? 

Tarihinde Kırtas Hadisesi olan, buna türlü türlü anlamlar ve yorumlar dizen insanlar olarak neler söylenmez ki? “Hocaefendi, kendisinden sonra şuna şuna işaret edecekti ama falan adam buna engel olmak için Hocaefendi’yi kaçırdı” gibi neler neler ortada dolaşacak. Bu, güvenleri daha da sarsacak, bazılarını nihilizmin çukurlarına boş vermişliğin girdaplarına itecek. Onun için -Hocaefendi’nin aksi bir isteği yoksa- ”Hocamız hava değişimi için kamptan bir müddet ayrılacaktır” ifadesi belki azıcık yardımcı olabilirdi. Ama kamptan bu ayrılık güvenlik nedeniyle oluyorsa ne diyeceksiniz? Zor işler…

İsmailağa cemaatinin başındaki Mahmud Efendi son zamanlarda konuşamıyordu. Cemaatiyle adeta iletişimi kopmuş bir görüntü veriyordu. Milletin kafasında bu da canlı olarak duruyor. Zaten birileri “Hocaefendi’yi sarmışlar, ona istediklerini söylüyorlar, yanlış yönlendiriyorlar” ifadelerini ağızlarına sakız yapmış. Böyle hadiseler, yani hava değişimi için başka bir yere gitme, son derece insani ve beşeri olsa da böyle ağızlara daha fazla sakız verir.

Galiba milletin, cemaat ve tarikatların anlamadığı veya henüz bir çözüm bulamadığı bir durum var. O da şudur: Dünyanın her yerinde cemaatler, vakıflar, non-profit organizasyonlar, 1980’den beri kâr amaçlı şirketler, organizasyonlar kuruyorlar. Bunlar okul, hastane, dershane, üniversite, basın-yayın kuruluşlarından tutun da başka sektörlere kadar geniş yelpazede para kazanan, servet getiren, güce aracı olan şirket ve organizasyonlardır. Eskisi gibi değil yani. Eskiden bir şeyh birini veya birkaçını halife tayin eder o halifelerden biri şeyhin postuna geçerdi. Şimdi öyle mi? O iştah kabartan şirketler, servetler orada dururken biri posta oturduğunda varis konumunda olanlar bunu kolay kolay hazmedemiyorlar. Menzil cemaati bunun son örneği.

Hizmet Hareketinin -maalesef- böyle organizasyonları büyük oranda elinden alındı. Yine de bu konunun ele alınması ve gelecekte yaşanacak muhtemel sıkıntıların önünün alınması için bir sistem kurulması gerekir.

Efendimiz (sav) kendisinden sonra birisini işaret etmemişti ama Hz. Ebubekir işaret etmişti. Hz. Ömer bir heyet tespit etmişti. İlle şöyle-böyle olsun demiyorum ama bir sistem bulmaya çalışmak faydalı olacaktır.

Bazı arkadaşlarla Kürtler için bir şeyler yapmaya çalıştığımdan beri Hocaefendi’ye olan saygım daha da arttı. Öyle insanları bir ideale inandırmak sonra organize etmek daha sonra onları harekete geçirmek sonra daimi olarak motive etmek, işler başartmak o kadar da kolay bir şey değilmiş. Allah Hocaefendi’ye sağlıklı, uzun bir ömür versin. Kendisine bunca zulmedenlerin zaman geçtikçe ortaya çıkan şerefsizlikleriyle “gübre gibi toprağa düşmeleri”ni görmeden ruhunun ufkuna yürümesin.