BİR ADI OLMALI


Dürüst bir şekilde ben kendimin hatasıyım diyebilir mi insan?

Description

İç dünyasına yolculuğa çıkan yazar, “Tükenmez kalemlerin tükenik olduğu zamanlara yolculuk” ile başlıyor eserine.

Psikolojik ve sosyolojik olarak hayatı anlamaya ve okumaya çalışan yazar haklı olarak eserde, “Allah aşkına! kötülük ne zaman bu kadar organize oldu ve bu kadar cesur oldu? Hep cesurdu da bir ben mi fark edemedim?” diye kendine sitem ediyor.

Zamanın aldatıcılığı ve çıldırtıcılığı karşısında yazar; “İnsanların ince şeyleri düşünmeye vaktinin olmadığı bir çağda kalabalıklar içinde yalnızlığını…” haykırıyor satırlarında.

Ve umarsız bir hayatı yaşayan yığın yığın kalabalıkların beyin ölümü yazarın içini kanatıyor ve bu acınacak hali kalemi, “Açıklamalarında kaç beyin ölümünün şahidi olduk?” sorusuyla kitabına damlatıyor.

İnsanların yanılgısını ve içinde bulunduğu çıkılmazları ise “Hislerim güçlü derken bile ahmaklığın pazarında akıl arıyordu.” şeklinde ifade ediyor.

Gözlemlerini denemeleri ile buluşturan yazar, etrafında olup biten onca zulüm ve masum insanlara biçilen zor hayatları ise bir isyan sorusu ile haykırıyor: “Masumiyetin bedeli neden hep bu kadar ağır oldu?”

Ve içinde yolculuğuna devam eden yazar her insanın içinde yaptığı yolculuğa, “Asayı yere vurup tüm büyüleri alt üst eden Musa’nın Rabbi, Nuh’un oğlu Sam’ı dirilten İsa’nın Rabbi, parmağının işaretiyle Ay’ı ikiye bölen Muhammed’in (sav) Rabbi, benim de Rabbim. Onun ihsan ve sevdasına layık olamadığım için pişmanım.” şeklinde tercüman oluyor.

Bazen de hayatın zorluklarını bir bir kelime kelime resmeden yazar herkesin duygusuna “Heyecanlarımız buruk, ruhumuz yangın yeri. Alevleri içimizde, dumanı başımızda tüter.” sözleri ile bir renk çalıveriyor.

Hayatın izlerini ve yaşanmışlığı hatta anı satırları arasına taşıyan yazar felsefenin koridorlarından topladığı kelimeleri “Temaslarının sana verdiği hazlar ayaklarının altındadır. Zamana meydan okuyamamış kısır aynılar döngüsü gerçeği yansıtmaktan acizken aynısıyla yeniden aynı olma isteği gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya sermiştir. Kırmızı düğme ile navigasyon, aynalarda görüntü vermeye başlar.” diyerek satırları arasına yerleştirivermiş.

Hayatın onca yorgunluğu içinde insanın kendine, özüne dönmesini; kendini ve özünü sevmesi ile hayatın daha güzelleşeceğine inanan yazar, her insanın kendine sesleneceği satırlarla kendine sesleniyor: “Hoş geldin! Hoş buldum seni. Ezel ve ebed arkadaşım, sevgili kendim!”

Samimiyet penceresinden insanın gönül penceresine ışık tutan yazar; “Görünür görünmez tüm hayır kapılarını tokmaklamak en güzel, içten ve samimi niyazlarla mümkündür.” diyor. Bu anlamda insanın en önemli meselesinin kimlik oluşturma meselesi olduğunu aksi durumda insanın hayatın kör kuyularında kaybolacağını; “Eğer kimlik noktasında kendine hizmet edememişsen bütün bunlar sana yük olur ve bu yük gün gelir seni çökertir.” şeklinde ifade eden yazar; “mabuduna ters düşen / maksuduna düz olamazdı.” ile meseleyi özetliyor.

Ve iç dünyasından billur bade mısralarını gönlümüze akıtıveriyor:

öyle varsayımlarla düşünemem seni

yanılırım

öyle çelişkili hesaplar yok aklımda

bunalırım

öyle darmadağın bir hikaye bu

ezel ebed yurdundan hediye

öyle rol yapamam yani

saçmalarım

öyle doluyum ki

anlıycan

kehribar edalım

gökkubbe sığınağım.

Kitap, sizi tatlı bir yolculuğa çıkarıyor. Hem iç dünyanızda hem de dış dünyanızda güzel bir yolculuk yapmak için sizi kitabın satırları arasında yolculuğunuz ile baş başa bırakıyorum.

 

gökmenzâde

 

Book Details

Dil

Türkçe

e-book ISBN

9798201737764

Kelime sayısı

9.972

Yayın tarihi

19 Haziran 2023

Author

Emily Yaramis

Yorumlar

Yorumlar

Henüz inceleme yok.

İlk yorum yapan siz olun

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir