PEYGAMBERLER NÖROLOJİK VEYA PSİKİYATRİK HASTA DEĞİLDİR – II

PEYGAMBERLER NÖROLOJİK VEYA PSİKİYATRİK HASTA DEĞİLDİR – II

Psikiyatrist Dr. Semra OĞUZ / Türkiye

(Peygamberlerin, özellikle Hz. Muhammed’in (sav) nörolojik veya psikiyatrik hastalıklara sahip olduğu iddiası son yıllarda bazı kesimlerce rağbet bulmaya başladı.  Vahyi de bu hastalıklar ve hastalıkların belirtileri şeklinde açıklama gayreti gözlenmektedir.

Bu yazıda, iddia konusu olan hastalıklar ve hastalıkların özellikleri bilimsel literatür ışığında incelenecektir. Hayatının neredeyse tüm ayrıntıları kayıt altına alınmış olan Hz. Muhammed (sav) özelinde bu hastalıkların olup olmama olasılığı değerlendirilecektir.)

Çevresellik neden yoktur?

Çevresellik, psikiyatri ve nöroloji literatüründe amaca varmakta geciken dolaylı konuşma demektir. Hz. Aişe’nin (ra) ifadesiyle, Peygamber(sav) tek tek acele etmeden ve anlaşılır biçimde konuşan birisi. O dönemdeki edebiyatla ilgilenenlerinin, ağzından çıkanlar karşısında hayranlıklarını gizleyemedikleri bir şahsiyetten bahsediyoruz.

Aşağıdaki ifadeler sanırım onun iletişim ve konuşma konusunda da mükemmel örnek olmasını anlatmak için yeterli olacaktır:

“O bir beyan sultanıydı; söz cevheri gerçek değerini O’nda bulmuştu. Eline ne hokka ne de kalem almamış, hiçbir kitapla tanışmamış, kimsenin tedris rahlesi önünde oturmamış, kimseye üstad deme mecburiyetinde kalmamış ve üstad-ı küll olduğuna asla toz kondurmamıştı. Bu, ilâhî emirlerin yorumunda zihnî müktesebat ve yabancı malumatın konuyu bulandırmaması, ayrı bir renk ve kalıba ifrağ etmemesi adına, Allah’ın evvelen ve bizzat kendi emirlerini, saniyen ve bilaraz O’nun fıtrî melekelerini haricî tesirat ve mülâhazalardan sıyaneti demekti ve işte O (sav) bu mânâda ümmîydi –O ümmîye canlarımız feda olsun– ama dünya ve ukbâ işleriyle alâkalı hemen her alanda üstad-ı küll olarak öyle sözler söylemiş, öyle hükümler vaz’etmiş ve yerinde öyle kararlar almıştı ki, en mütebahhir âlimlerden en seçkin dâhilere, en mütefelsif dimağlardan en münevver ruhlara kadar hemen herkes o sözler, o hükümler, o kararlar karşısında hayret ve dehşet yaşıyordu. Tarih şahit, hiç kimse, O’nun beyan gücüne karşı bir şey söyleyememiş, hiçbir hükmünü sorgulayamamış, hiçbir icraatını da tenkide cesaret edememiştir”[10].

Duygulanımda değişkenlik neden olamaz?

 Peygamberliği öncesi ve sonrasında hiçbir aşırılığı olmamış, bağırıp çağırma, dövünme gibi duygusal aşırılıkları hiç yaşamamış birisinden bahsediyoruz.

Bağımlılık özelliği yoktur?

Alkol ve benzeri hiçbir sarhoşluk vericiyi kullanmayan ve bunun şiddetli karşısında olan bir dinin peygamberidir O.

Öfori neden yoktur?

 Öfori, aşırı neşe halidir. Tebessüm yüzünden eksik olmayan ama dişlerinin gözükeceği kadar gülmesinin birkaç defa ile sayılabildiği bir peygamber. Dengesiz bir sevinç ve üzüntü hali hiç yaşamamış bir prototip insan (sav).

Suçluluk neden olamaz?

Suçluluk,  Hz. Peygamber’in (sav) kişiliği ile ilgisi olmayan bir durumdur. O kararlarından önce düşünür, istişare eder ve sonrasında geriye dönmezdi. Keşke demeyi bile hoş karşılamamıştır.

Mizah yeteneğinden yoksunluk yoktur?

Arkadaşlarına şaka ve espri yapan bir peygamberdir (sav)[11]. Bir gün pazarda sevdiği bir sahabenin arkasından gözlerini kapatması ve ona latifelerde bulunması, torunlarını sırtında taşıması, eşiyle koşu yarışı yapması gibi pek çok hadise onun dengeli bir mizah anlayışı olduğunu ve hayatın içinde olduğunu ispatlamaktadır.

İsterseniz birkaç örnek verelim burada:

Allah Resulü (sav) yaşlı bir kadın huzurundayken ona latife yapmak için şöyle buyurdu: “Yaşlılar cennete giremez.” Bunun üzerine yaşlı kadın ağlamaya başladı. Allah Resulü (sav) buyurdular ki: “O kadına haber verin, şu muhakkak ki o gün kendisi yaşlı olmayacak, o gün genç olacak.”[12].

Enes’ten rivayet edildiğine göre;

Bir adam Hz. Peygamber’e (sav) gelerek, “Ey Allah’ın Resulü, beni bir deveye bindir.” dedi. Hz. Peygamber de (sav), “Ben seni devenin yavrusuna bindireceğim!” dedi. Adam, “Ey Allah’ın Resulü, ben deve yavrusunu ne yapayım ona binilmez ki!” deyince, Hz. Peygamber (sav), “Acaba deveyi deveden başka bir mahluk mu doğurur?” buyurdular[13]. Hz. Enes (ra), Resulullah (sav)’ın, kendisine: “Ey Zü’l-üzüneyn (iki kulaklı)” diye hitap ettiğini, bu sözüyle şaka yapmayı kastettiğini rivayet etmiştir.[13].

Hipergrafi neden yoktur?

Hipergrafi, aşırı ve tekrarlayan bir şekilde, detaylı yazı yazma demektir. Hz. Muhammed, okuma yazma bilmeyen(ümmi) bir peygamberdir (sav).

Kur’an bunu şöyle dile getirir: “Ey Resulüm! Sen vahyimizden önce kitap okuyan veya yazı yazan bir insan değildin; eğer böyle olsaydı, batıl iddia peşinde olanlar şüphe edebilirlerdi”[14].

Obsesyonalite neden bulunamaz?

Obsesyonalite, takıntı durumunun süreklilik kazanmasını ifade eden bir terimdir. O (sav), takıntıdan uzaktı ve her konuda makuliyet çizgisindeydi. Herhangi bir şeye veya davranışa karşı bir takıntısı yoktu.

Aşırı ahlakçılık

Hz. Muhammed, sırat-ı müstakim, orta yolun temsilcisi bir dinin peygamberidir (sav). Kendi hayatında da, tavsiyelerinde de orta yol, sırat-ı müstakim vardır. Kendisine indirilen Kur’an’ın özeti mahiyetindeki Fatiha suresinde de sırat-ı müstakim öğütlenmektedir.

Depresiflik neden yoktur?

Onca sıkıntılı döneme rağmen hiç depresyon dönemi geçirmemiş bir peygamber (sav). Depresyonda ümitsizlik hakim duygulardan biridir. Kendisinden on kat, bazen çok daha fazla olan düşmanlarına karşı bir korku veya ümitsizlik hissetmemiş, yılmamış, kendini bırakmamıştır.

Paranoya (aşırı şüphecilik) neden bulunamaz?

 Her türlü aşırılıktan uzak olduğu gibi bu konuda da orta yolun temsilcisidir. En amansız düşmanlarını, Müslüman olduktan sonra en yakınındaki dostları olarak görüyoruz. Paranoya ile ilgisi olmayan bir insandır.

Aşırı dindarlık

Orta yolun temsilcisi, her gün oruç tutmak isteyen birisine ayda bir veya birkaç defa tutmasını tavsiye eden bir peygamber(sav), her gün 100 rekat namaz kılmak isteyene gücünün yetebileceğinden fazlasını yapmamasını öneren bir örnek insan (sav).

Filozofik ilgi neden yoktur?

Hz.Muhammed, okuma yazma bilmediği gibi, onun felsefik akımlara da ilgisi yoktu. Ne peygamberlik öncesi ne de sonrasında.

Kadercilik

Kadere imanın temel esasları arasında olduğu bir dinin peygamberi (sav) ama aynı zamanda sebeplere riayet konusunda herkese örnek. Savaşa çıkarken zırh takması, saldıran bir azgın topluluğa karşı önlem olarak hendekler kazdırması ve benzeri pek çok olay şekilsel bir kadercilikten uzak olduğunun ispatıdır.

Halüsinasyon Görmedi

TLE de bir takım işitsel ve görsel varsanılar (halüsinasyon) yaşanabildiği doğrudur. Fakat bu varsanılar hiçbir zaman bir bütünlük içinde değildir. Belli bir konusu yok ve bölük pörçük rahatsız edici halüsinasyonlardır. Hastalar bunu deneyimlemek istemez ve genelde korkar. 23 yıllık bir vahiy dönemi göz önüne alındığında ve bütün vahiylerin birbiriyle bağlantılı, bir düzen içinde olduğu düşünüldüğünde, hele hele 600 sayfalık bir kitap oluşturacak bir yapıda olması da değerlendirilince bunların varsanı ile açıklanması insan zekası ile alay etmekten başka bir şey değildir.

Unutkanlık, şaşkınlık belirtileri göstermemiştir

TLE hastalarında hastalık belirtileri sonrası bir unutkanlık çok belirgindir. Sıklıkla konuşmada bozulma ve şaşkınlık görülür. Hz. Peygamber’in (sav) vahiylerden sonra o vahyi ashabına ilettiği, tane tane ve anlaşılır konuştuğu sabittir.

Vahiylerden hemen sonra en küçük ayrıntısı ile vahiy iletilmekte, gereklerinin yapılması ve hayata geçmesi sağlanmakta, vahiy katiplerince kayda alınmaktadır. Okuma yazma bilmeyen Peygamber (sav) de bunu daha sonra en ince detaylarına kadar değiştirmeden hatırlamakta ve bu pek çok vahiy katibi ve ezber yapan hafızlar tarafından kontrol edilmektedir. Yani birtakım karmaşık görüntüler gören ve sesler duyan bir TLE hastasının yapabileceği şeyler olmadığı gibi buna benzer hiçbir hasta da rapor edilmemiştir.

Hem o dönem Hz. Muhammed’in (sav) en küçük hatasını bulmak için çaba gösteren bir sürü insan varken bunların hiçbirisinin epilepsi (sara) hastalığı ile ilgili bir beyanı olmamıştır. Deli, büyücü, sihirbaz vs. gibi pek çok ithamda bulunanların böyle bir belirti veya şüphe durumunda bunu atlamamaları gerekmez miydi?

Aslında körü körüne atalarını ve dinini taklit eden bu mukallit kesim Allah Resulüne (sav) isnat etmeye çalıştıkları iftiralarında da yaman bir çelişki içerisindeydiler. Bir taraftan deli diyorlar. Bir an oluyor büyücü ve sihirbaz diyorlar. Bir insan deli ise sihirbaz olamaz, sihir yapamaz. Sihirbaz ise deli değildir. Sihrin temelinde ilim vardır. Delilik vasfı ilim ile bağdaşmaz. Demek ki Allah Resulü’ne (sav) karşı söz konusu bu ithamlar koyu bir taassup ve hasmane bir davranışın eseridir.

Genel olarak epilepsi hastaları ve özelinde TLE hastaları, hastalığın etkisi ile hafıza problemleri yaşarlar. Hz. Peygamber (sav) Kur’an’ın tamamını ezbere biliyordu ve surelerin hangi düzende ve sırada olacağını, yeni gelen ayetlerin hangi surenin neresine geleceğini yanındakilere talim ettiriyor ve öğretiyordu. Bu öğretiler sözlü ve yazılı olarak pek çok beyne ve kağıda kaydediliyordu. Yıllar sonra bu kayıtlar birleştirilip Kur’an bir kitap haline getirildiğinde hiçbir tereddüt ve ihtilaf oluşmuyordu. Hafıza problemi yaşayan birinin en azından bir kısmında tereddüt etmesi, sıraların karışması veya harf ve kelime değişiklikleri olması gerekmez miydi? Günümüzde onca imkana sahipken bile çıkan kitaplarda pek çok kelime ve harf hatası olmaktayken 1500 sene önce yazılan bir kitapta hiçbir hata olmaması ve milyonlar nüshasının aynı ve eksiksiz-hatasız olması normal ve sıradan bir şeymiş gibi izah edilebilir mi? 

DEVAM EDECEK…

KAYNAKLAR:

10. Gülen, M.F., Kendi Dünyamıza Doğru (Ruhumuzun Heykelini Dikerken 2). 2014: Işık Yayıncılık Ticaret.

11. Sabuncu, Ö., Hz. Peygamber’in Güzel Ahlâkı. 2019, Nida Yayıncılık.

12. Beyhakî, e.-B.s.v.n.-N., s. 217, No: 346; Gazzâlî, İhyâu ulûmi’d-dîn, c. 3, s. 129; Emir es-San’ânî, et-Tenvîr, c. 3, s. 365, No: 1831; Ebuşşeyh el İsbahani, Ahlaku’n-Nebî, s. 489.

13. Ebu Davud, E., 91, No: 5002; Tirmizi, Birr, 57, No: 1993.

14. Ankebût.

PEYGAMBERLER NÖROLOJİK VEYA PSİKİYATRİK HASTA DEĞİLDİR - I

11 Ağustos 2021

PEYGAMBERLER NÖROLOJİK VEYA PSİKİYATRİK HASTA DEĞİLDİR – III

11 Ağustos 2021

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir