YADİGÂR’A MEKTUPLAR  1

YADİGÂR’A MEKTUPLAR 1

Tülay YILMAZ / USA

Sevgili Yadigâr,

Sana yazmak çok değişik bir hal benim için. Özlemimi, ümit ve dualarımı bir arada tutup anılarımızla beraber sarıp sarmalayacağım bu kağıdın içine. Adı mektup olacak yazdıklarımın. Senin için yazmanın huzuru içimde, yavaş yavaş doğacak ‘’ Yadigâr’a Mektuplar’’.

İsimler insanın üzerinde tecelli edermiş ya. İşte öylesin benim için.  Ne çok şey bıraktın arkanda. Hepsi adınla yaşıyor. Her halin bana “Yadigâr”.

Ne farklı zamanlar yaşıyoruz değil mi? Ne çok şey değişti hayatımızda. Nasıl da hüsn-ü misalsin benim için, nasıl da güzeldi gerçekten halin. Yılların eskitemediği hatta daha da güçlendirdiği bir dostluktu bizimkisi. Ömrümüz oldukça da güçlenecek bir dostluk…

Eski şehrimizde tanıdım seni. Evliydin, çocukların vardı. Kulağıma fısıldamayı severdin. Hayattan, tecrübelerinden paylaşacağın ne çok şey vardı. Hâl bir insana bu kadar mı yakışır? Şimdi kağıtta yüzün beliriyor. Bana, “Sakin ol, sevgi dolu ol, teslim ol.” diyor bakışların. İçimde kopan onca fırtınada, halinle öğrettiklerin bir liman, durup kendimi güvende hissedeceğim.

Yadigâr,

Şimdi sen neredesin, ben neredeyim? Hiç aklına geliyor muyum, bilmiyorum. Ama sen hep aklımdasın ve kalbimde… Kalp kalbe karşı mukabelede bulunurmuş.  Ümit ediyorum ki, ben de senin aklında, kalbinde ve hatta dualarında olayım. Senin için çok dua ediyorum ve ömrüm oldukça da edeceğim.

Geçenlerde rüyamda gördüm seni. Masumdun her zamanki gibi ve biraz da mahsun… Yanında kalasım geldi. Anlatmak istediklerin vardı, biliyordum ve benim de duymak istediklerim. Olmadı. Bir rüya kadar kalabildim yanında. İçimde acı bir tat vardı uyandığımda. Ağladım… Hem de sessiz sessiz ağladım. Özlemek desem özlemek, üzülmek desem üzülmek, merak etmek desem merak etmek benimkisi. Karışık, karmakarışık hangi duygu varsa işte o haldeyim.

Yadigâr,

Bilirsin şarkıları severim en az şiirler kadar. Sezen Aksu’yu çok dinliyorum yine. Önceden dinlemiş miydin bilmiyorum. Ben yeni keşfettim bu şarkısını. Bilirsin, kocaman şiirler vardır hafızamda. Hele bestelenmiş şiirleri çok severim. Hem dinler hem  de söylerim. Ve içime işlenen her satır dilimde gezer. Kolay da ayrılmazlar artık yanıbaşımdan.

” Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?/ Kimbilir ne bekliyor kalır mıyım ölür müyüm? / Ne malum dünya gözüyle bir daha görür müyüm?” İşte bu sözler çok ağlatıyor beni. Gurbette ve inşallah hicretteyim ama bir “Kaçak” damgam var. Bir sabah ansızın ve gizlice ülkemden ayrılırken yediğim… Olsun, ben halimden memnunum. Yine de özlediğim şeyler var Yadigâr. Biliyorsun sen beni. Özlemek düştü hayatta hep payıma. Mesela; seninle son buluştuğumuz yerde konuştuklarımız… Belirsizliğin acı tadında birbirimize sunduğumuz “acaba”larımız… Sonra senin bana verdiğin o el emeği, göz nuru hediyen… Küçük oğlum, biraz huzursuzluk vermişti de benden çok onunla ilgilenmiştin bir ara. Bilmiyorum, o gün sana, “Gel beraber gidelim buradan, beraber geçelim!” deseydim. Tabi ki senin de ümitlerin vardı yaşadığın, yaşayacağın. Sonra eşin ve çocukların, annen ve baban ve zordaki halleriyle kardeşlerin… Sanki koca bir aile bir şeyleri -acı da olsa-  yudum yudum içer gibi yaşıyordunuz. Erkendi belki senin için gitmek. Daha bitmemişti yetişeceklerinin listesi. Benim gibi değildin. Daha dertliydin ve daha gayretliydin orada tutunmak adına. Tutundun da! Halinle de, aktif beklemelerinle de, sanatınla da…Ama senin için korktuğumla yüzleştiğim o andaki acımı, o içime çöreklenip oturan sızıyı bilemezsin! Zaman bir helezon gibi aldı beni. Gün saydım. Korktum, bıraktım sonra saymayı. Sen kulağıma fısıldadın hayalen, sabır tüketmeyelim, dedin. Hemen kendimi toparladım. Sözünü dinlemekti gayretim.

Yadigâr!

Ah uzak ülkemde artık sesine de hasret kaldığım kadim dostum! İşte 2022’ye de girdik. 2025’e biraz daha yaklaştık diye -senin için- seviniyorum. Senin zahirinde karanlık fakat batınında aydınlık olduğunu bildiğim o yerde zaman nasıl geçiyor bilmiyorum. Ne çok isterdim seni dinleyebilmeyi. Orada da iyi ki varsındır sen şimdi. Halinle de hüsnü misalsindir biliyorum. Etrafında yeni tanıştığın kardeşlerin içindir şimdi; tüm iyiliğin, o güzel halin, kardeşliğin ve teslimiyetin…

Sana hep yazacağım Yadigâr!

Senin için de bakacağım kocaman gökyüzüne. Bak şimdi olduğu gibi ara ara ağlamakla hemdem oluyorum. Seni arayabilsem, sesini duyabilsem yine ne güzel olurdu. Canım kardeşim, canım arkadaşım, demenle mutlu olabilsem yine… Yazdıklarıma ilk senin gözlerin dokunsa. Kızın “Cânân” ile arkadaşını buluştursan yine.

Yadigâr,

Kalben oku mektubumu olur mu? Önce kalbimle gönderiyorum çünkü bu mektubu sana. Sen de yaz bana. O güzel yazınla kelimeleri yan yana getir yine, sakin sakin. Yazdıklarını kim okursa sevinsin. Kelimelerin kalbine dokunsun okuyanın. Belki bir ümit benim de nasibim olur bir gün. Yazın fer olur gözlerime, yazdıkların şifa olur kalbime. Ümit ediyorum. Duandayım biliyorum! Duamdasın Yadigâr… 

KAZAKİSTAN’IN HATIRLATTIKLARI

12 Ocak 2022

DOĞAL DİYALOG

12 Ocak 2022

  1. Ne çok acı biriktirdik anılarımıza. Ne çok hasret yeşerdi gönül bahçemize. Hasretlerin son bulduğu, acıların mazide kaldığı, sevdiklerimize sımsıkı sarılabileceğimiz günlerin yakın olması duasıyla…

    Cevapla
  2. Ne güzel ifade etmişsiniz. İnsan geriye dönüp bakınca “daha çok oturup konuşsaydım”,”dostluklara ayırdığım vakitleri getirmeseydim” diyor. En zoru da şu anda yanında olamayıp, hüznüne bir lahza da olsa merhem olamamak.
    Okurken o sıcak dostluğunu tekrar hissettim. Çok teşekkür ederim bu güzel yazı için.

    Cevapla
  3. Ne güzel bir arkadaş, ne güzel bir dost.Ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi “Yadigar”.

    Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir