İBRAHİM KUZİ
Yüzünden tebessümü bir gün eksik olmazdı
Hiçbir hayır işinden asla geri kalmazdı
Hizmette küheylandı sararmazdı, solmazdı
Dostların diyarına gitti Ali Ağabey
Kabuktan öze doğru seferler yapıyordu
Davasına sevdalı oturup kalkıyordu
Seher vakitlerinde durmadan ağlıyordu
Her mevsim meyve veren gençti Ali Ağabey
Dünya hizmet yurduydu her şeyinden geçmişti
Hak yolunda çileyi, meşakkati seçmişti
Neyi var neyi yoksa Allah için vermişti
Şehadet şerbetini içti Ali Ağabey
Dünya hizmet yurduydu delice koştururdu
İhlaslı samimiydi herkesi coştururdu
Dünyaya dünya kadar derdi savuştururdu
Meşakkat dünyasından göçtü Ali Ağabey
Nezaket abidesi incelerden inceydi
Hizmete bağlılığı derindi, deliceydi
Tam inanmış adamdı her şeyi sahiceydi
Öteler ötesini seçti Ali Ağabey
Edep dersi almıştı hocalar hocasından
El pençe divan durmuş koşmuştu arkasından
Tembellik edenlerin tutardı yakasından
Şu gurbet diyarından geçti Ali Ağabey
Gönüller fatihiydi sabretmeyi bilirdi
Sohbet-i cananlarla doyardı, dirilirdi
Yaylarda ok misali çektikçe gerilirdi
Nefsini şeytanını biçti Ali Ağabey
Vefada abideydi böyle gördük diyordu
Bir kuru ekmeğini bölüşerek yiyordu
Yaratandan ötürü kulları seviyordu
Hem ruhu hem de kalbi dinçti Ali Ağabey
Çocuklarını özler, eşini çok severdi
Hizmet diyerek evi ihmal etmeyin derdi
Gayret eder sonunu Yaratan’dan beklerdi
Vedayı Kanada’dan etti Ali Ağabey
Ruhu şad, mekanı Cennet olsun.