GÖÇÜK

GÖÇÜK

TUBA TOPRAK


Bir uyandık ki yerin altı üstünde
Her yer toz duman, kar boran
Taş kalmamış taş üstünde
Çığlık çığlık karanlığı boğan
Kimi ana kimi evlat derdinde
Kiminde kürek, kimi el ile
Eşeliyor bir umuttur diye
Yitip gitti canlar kaşla göz arası
Ölüm! Ne yakınsın
Ne akın belli ne karan
Dile geldi cümle arş
Nedir bu hırçınlığın
Nedir bu kızgınlık
Ortalık kış kıyamet
Tutmuyor el ayak
Yetmiyor el ayak
Çığlıklar var ciğerden gelen
Sanki mahşer yeri
Can pazarı olmuş sokaklar
Ne, kime koşacağı belli
Ne kime ağlayacağı
Bebekler annesiz kucak arar
Anne göçükte toprak sarar
Bu acı çok sine yorar
Vicdansız cesetler var sokakta
Derdi yalan, dolan, talan
Hala dünya telaşı şakakta
Görmüyor bir anda yıkılan hayatı
Allah’ım sen bizi affet
Zelzele sarsmıyor demiri bol, taşı bol yürekleri
Yakma masumları
Yakma zalim uğruna
Enkazda bir emzik
Emziğin sahibi göçük altında ezik
Hesabını sormaz mı?
Yaşayamadığı yılların
Annenin elleri donmuş
Ama yangın yeri yürek
Soğuk elleri kürek
Evlat deyip enkaz atıyor.
Babanın kısık sesi
İlk defa tutamadı elini
Kesildi kızının nefesi
Koca koca binalar
Varla yok arası
Sahibi sen mi sanırsın
Sahibi tanıttı kendini
Bundan sonra tanırsın
“Mal da yalan mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan”
Can da fani, beden de fani
Ebedi kalan mı, hani?


06.02.2023

HAYAT

11 Şubat 2023

ÜLKEM

11 Şubat 2023

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir