RÛ (Faruk ARSLAN) / Kanada
Gök ekini biçmiş gibi sancım
Göynür göğsün gökçe adam
Kalem kulaklım çekiç başlısın
Atın mı öldü niye gözü yaşlısın
Ölülere ağıt yakarmış mersiye
Gökçe adam telli hatuna âşık
Yaşar ne yaşar ne de yaşamaz
Yarış atı değil ki ödül vereyim
Yitenle yitmeyenle yas yarışın
Avaz avaz çığlık çığlık matem
Kim ölü kim diri söyle ey Aslı
Tutsak hiç şair şiir yumurtladı
Ölümle oyunlar mı oynayalım
Lokman Hekim türkü çığırıyor
Göğçeli keçi çeçe ölme diyor
Gılgamış uçurtma tokuşturur
Ölümün ilacıyım, ölümüm de
Misis köprüsünde bir yeşilim
Uzattığım dalı binmgöl sakladı
Şeb-i Aruz bengisu kör görür
Erkekler gibi ağlar mı kadın
Enkidu badem gözlü ceylan
Uruk’un savaşçısı gibi aslan
Saçını uzatıp baş keser ağıt
Sığınmış dul kadın koynuna
Kır boynunu sarı çiçek hüma
Şan şirpene yakacaksın anka
Hemite derviş ibişin ağlamaz
Topu sekiz hece Ağıt yaksa
Koç yiğit kınası gelirdi dara
Ölüler benden sağ sen kara
Kılame meran jinan angara
Fukara yattığı nakışı yastık
Bulut buluta yaslanmış aba
Nedir yahu bulutların öfkesi
Vay anam kurası bebek taşı
Yürekten dizsem ipe sözcük
Sisi dağıtsam kırk bini azıcık
Künde ağlatırım binle mıncık
Zombi uyanmaz bense gıcık
Ala karlı dağ iken hara gitsin
Çığırta çığırta dert alıp gitsin
Şahin pençesinde yavru kuşu
Şıvgaların kırık uçmazdı kuşu
Bitsin lament bitsin bu tufan
Kin nefret haset dinci kusan
Veyl olsun o zalimlere susan
Yiğitler ağlamaz açılır süsem
Kana bulanmış gök gömleği
Kırmışlardı ekmeği çömleği
Öpmeye kıyamazdım ibriği
Gül dudaklım dimdik divriği
Maşallah bacılara maşallah
Silkinir koşar deli taylar gibi
Yer gök yarılsa taş çiçekleri
Yok kusurun inci gökçekleri
Yakasını bitlemiş onca itleri
Gadanı alayım kitleri kitleri
Uyku uyumaz sulara düşeli
Yüreğime değdi uç sopa eli
Usandın mı ince belli belin
Altında atı hoplar ateş selin
Kanını yalardı melun itlerin
Dişe nişan almış çıplak lain
Yalan oldu yine dünya yalan
Kalk yiğidim boynuma dolan
Özgür olmayana girerdi yılan
Kıv eyle dağlar gıcısı duman
Elin kolun bağlı sanma dost
Sığın avı geyik kokuya mest
Gök gürler düşerler derdest
Acı acı açar çiçekler cömert
Meğerse garibim kimsesiz
Cırmaladım kumları sessiz
Önünde oynar köçek ersiz
Başı karlı Gökçem eğersiz
Göz göz oldu merhem ne
Uçtu gitti turna menzil ne
Yavuz atı ceren tutar bala
Döküm döküm dök amala
Cıncık yüklü feleğe sövme
Mor pörçük deli gel dövme
Geyik karası gözler şimşek
Pörtleklere değmez ki eşek
Battal gazi ölmez, inan Ali
Virane dağda gezer çer Ali
Heğirmeye yeğirmeye gelir
Doğmuş böyle yiğit pir gelir
Gül kokusu çarpmış adamı
Elektrik versen yıldırım atı
Ne erkek ne dişi bitirirdi işi
Siyah perçem pare peri kişi
Ağaç ulmaz, et ular, it ürür
Dang borusu çalarda yürür
Yas tutmaz, bülbüller öter
Gökçe adam pes etmez er