BİR BAŞKADIR BİZDE RAMAZAN

BİR BAŞKADIR BİZDE RAMAZAN

Ali TOPDAĞ / İngiltere

“Eski Ramazanların tadı yok artık” veya “Neydi o bayramlar…” gibi sözleri sadece ihtiyarlar değil, orta yaştaki insanlar bile dile getiriyor. Bundan 30 yıl öncesine veya sonrasına gitsek yine aynı sözleri duyarız.

Her insan, kendi devrinin çocuğudur; devrin şartlarına göre insanın hayat tarzı ve düşünceleri şekillenir. Dolayısıyla zamanla insan da, Ramazanlar da, bayramlar da değişir.

Hayat kaygısı olmadan yaşanan çocukluk ve gençlik dönemleri, insanların en mutlu günleridir. Evlilik, iş hayatı ve toplumsal sorumluluklar devreye girdiğinde insan mutlu olmaya pek vakit bulamaz. Daha doğrusu, mutlu olduğunun farkında olmaz. Hâlbuki şöyle bir etrafına baksa belki de geçmişte yaşadığı Ramazan ve bayramlara şimdi daha fazla imkânlara sahip olduğunu görür.

Mesela eskiden, günümüzde olduğu gibi istenen her şeye ulaşabilme imkânı yoktu. Bundan dolayıdır ki evlerde iftar, sahur ve bayramda yenilecek yemekler ve yapılacak ikramlar için önceden hazırlıklar veya alışverişler yapılırdı. Şimdi ise istenen şeyler hemen marketlerden satın alınabilmektedir. Eskiden bu tür hazırlıklara şahit olanlar, o günleri yâd ederken elbette “hey gidi günler” diyeceklerdir. Çünkü o tatlı telaşın hatıraları Ramazan’da zihnine hücum etmektedir.

Bizim medeniyetimizde Ramazan önemli bir başlıktır. İftar sofraları ve davetleri, Ramazan’a has pideler, sahurda davulun sesi, teravihler, mukabeleler, kitap fuarları, sergiler, mahyalar, eski eğlencelerin yerini alan televizyon programları sadece dindarları değil, seküler hayat tarzı olanları hatta gayr-ı Müslümleri bile etkilemiştir.

Ramazan gelince, bizim toplumumuzun hayat tarzı da değişir. Oruç tutanlara saygı gösterilir, dindarlar daha hassas davranır, dindar olmayanlarda dine karşı bir ilgi oluşur, medyada sayfalar veya ekranlar İslam’la şereflenir, mesai saatlerinde düzenleme yapılır, hemen hemen herkeste bir iftar telaşı gözlenir, akşam ezanı okunurken sokaklarda kimse görülmez ve şehir adeta sessizliğe gömülür…

Herkes gibi ben de eski Ramazanlara hasretim… Anne ve babamın dizinin dibinde oruç tutmak, davet edildiğim evlerde daha önce yemediğim yemeklerin tadına bakmak, mahalle camisinde akşam ezanını okuyup 2-3 kişilik cemaatle iftar açmak, teravihlerde müezzinlik yapmak, teravih için arkadaşlarla her akşam başka bir camiye gitmek…

Bununla birlikte günümüz imkanları ile Ramazan’ı eskiye göre daha verimli geçirdiğimi de söylemeliyim. Eskiden beni mutlu eden şeyleri, şimdi çevremdekilerle paylaşmak suretiyle mutluluğumu devam ettirmeye çalışıyorum. Ramazan’ı daha iyi nasıl değerlendirebilirim diye düşündüğümde birçok yol buldum. Bu bahsettiklerimi “Rahmet ve Bereket İklimi” isimli kitabımda uzun uzun izah ettim.

***

Beş bölümden oluşan bu kitabı Ramazan ayının ve oruç ibadetinin medeniyetimiz üzerindeki etkisini bir nebze gösterebilmek için hazırladım. Atalarımızın Ramazan’ı nasıl değerlendirdiğini, Osmanlı’nın Ramazan’a nasıl sahip çıktığını, toplumu nasıl etkilediğini, edebiyatımızda nasıl yer aldığını göreceksiniz.

Birinci bölümde, Osmanlı dönemindeki Ramazanlar var. Ehil insanların araştırmacıların eserlerinden küçük tasarruflarla derlediğim bu bölümde, Rü’yet-i hilal ve Ramazan’ın ilan edilmesi, Lale devri Ramazanları, İstanbul’da Ramazan, padişahların Ramazan programları, huzur dersleri, mahyanın tarihçesi, teravihler, Ramazan eğlenceleri ve Abdülhamid Han’ın askerlere verdiği bir iftarı okuyabilirsiniz.

İkinci bölüme sekiz farklı kalem erbabından Ramazan’a dair düşünceler var.

Hey Gidi Ramazanlar isimli üçüncü bölümde, edebiyatçılarımızın hatıraları var. Oldukça geniş bir yelpazeden derlediğim hatıralar özellikle son yüz yıl içinde Ramazan’ın toplum üzerindeki etkisinin nasıl değiştiğini görebilirsiniz.

Dördüncü bölümü şiirlere ayırdım. Divan edebiyatında özel bir yeri olan Ramazaniyyeler ve maniler hakkında bilgileri sıraladıktan sonra bunlara ait örnekler verdim.

Son bölümde ise Orta Asya, Kudüs, İsveç, Afrika, Bosna, Sibirya, Uzakdoğu, Mısır gibi dünyanın farklı coğrafyalarında Ramazan’da neler yapıldığına dair yazılar yazdım, derledim.

Her daim Ramazan’ınız mübarek olsun, Allah (cc) ve Rasulü’nün (sav) istediği vasıfta mü’minler olmamız niyazıyla…

İngiltere, Ocak 2019

NOT: Bu yazı, Crab Publishing tarafından yayınlanan BİR BAŞKADIR BİZDE RAMAZAN isimli kitabın ön sözüdür. Kitap hakkında detaylı bilgiye aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz…

KÜL OLAN HATIRALAR

23 Nisan 2022

YÜK ARAYIŞ ALDANIŞ

23 Nisan 2022

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir