KALDIK DAĞLAR BAŞINDA

KALDIK DAĞLAR BAŞINDA

ABDULLAH AYMAZ

Tarihin değişik zaman dilimlerinde değişik olaylarla gerek ferdi gerek ailevî gerekse devletler olarak imtihanlara maruz kalmışızdır. Bu imtihanlar sonucunda kaybettiğimiz değerler olduğu gibi bir takım kazanımlarımızda olmuştur.

Fitne dönemleri ak ile karanın birbirinden ayrılmasında ciddi bir fonksiyon eda etmiştir. Omurgasızların samyeliyle devrilip gitmesine mukabil, vefa abidelerinin de tanınıp bilinmesine vesile olmuştur.

Millet olarak yaşadığımız son süreçte yılların emekleri bir çırpıda yok edilmiş, nice istidat ve kabiliyetler öldürülmüş ya da hücrelerde çürümeye terk edilmiştir. İnsan haysiyeti, onuru ayaklar altına alınmış ve çiğnenmiştir. ‘Vatanım, milletim’ diyenler, yaşatmak için yaşayanlar, şahsi füyuzat hislerinden vazgeçenler adeta bitirilmeye çalışılmıştır. Bu sebeple de belki yüz binlerce insan vatanını, yurdunu, yuvasını terk ederek dünyanın değişik yerlerine hicret etmiştir.

Milletin varlık ve bekasına hizmette vesile olsun diye açılan okullar, yurtlar, yuvalar, pansiyonlar harap edilmiş, talan edilmiş ve bir kısmı itibariyle de yok edilmişlerdir. Zorlu ve çetin bu süreçte inananlar gayrete gelmiş, iş başa düştü diyerek herkes kendi imkanlarıyla bu örfaneye iştirak etmiştir. Kimi alın teriyle, kimi maddi imkanlarıyla, kimi de elindeki kalemiyle tarihe not düşerek katkı sunmuş ve sunmaya devam etmektedir.

Bu süreçte birçok yazar da elindeki kalemiyle sürekli yazarak, yapılanları kayda geçirmeye gayret etmiştir. Bir gün kara bulutlar dağıldıktan sonra yeni nesil yazılan bu şiirleri, hikayeleri, masalları veya tiyatro eserlerini okumak suretiyle bir dönemi en doğru şekilde anlamaya çalışacaktır. Hadiselerden ders çıkararak bir daha tekrarlanmaması adına önlemler alınmasına vesile olacaktır.

Bu şairlerden biri olan İbrahim Kuzi Bey kardeşimiz, şiirin akıcılığı içinde, kelimelerin gücünü kullanarak yazdığı birbirinden güzel şiirlerle önümüze ışık tutmaktadır.

Yaşanan sürecin bir mağduru olmasına, cezaevinde kalmasına ve beş yıldır da bir başına gurbeti göğüslemesine karşın asla küsmemiş, yılmamış, ara sıra düşse de hemen doğrulmuş ve bir şeyler üretmeye, elinden geldiği, kadar üretmeye gayret etmektedir.

Yer yer Çağlayan Dergisi’nde şiirleri yayınlanan ve Crab Publishing tarafından 5 kitabı okuyucularıyla buluşan İbrahim Bey’in bu kitabı da dört bölümden oluşmaktadır.

Hazan Mevsimi adını verdiği birinci bölümde daha ziyade hasret-hicran duygularının ağır bastığı şiirler yer almaktadır.

Sonsuzluk Kapısı olarak isimlendirilen ikinci bölümde Allah ve Rasulü’ne iltica, dua ve münacaat temaları işlenmiş.

Susadığımız Soluklar olarak ifade edilen üçüncü bölümde ise hayallerimizi süsleyen “Altın Nesil” dillendirilmekte, onlara ait vasıflar dile getirilmektedir.

Müteferrik olarak isimlendirilen dördüncü bölümde de farklı farklı renk ve kokusu olan güllerden ve çiçeklerden demet yapıp bizlere sunmaktadır.

Her kışın bir baharı ve her gecenin de neharı olacağına kati inanmış olarak yazmaya üretmeye ve bunlarla tarihe not düşmeye ve sizleri de bu çiçek bahçesine davet etmektedir.

Hürmetlerimle…

HAZİN ZAMANLAR

7 Nisan 2024

ELVEDA ŞEHR-U RAMAZAN

7 Nisan 2024

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir